Bakan Fidan: "ABD’nin İsrail politikaları üzerinde sanıldığı kadar da bir etkisi yok, belki tersi mümkün"

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Amerikan iç politikasında on yıllardır oluşturulan bir realite var

Haber Giriş Tarihi: 18.09.2025 23:51
Haber Güncellenme Tarihi: 18.09.2025 23:51
Kaynak: İHA
Bakan Fidan: "ABD’nin İsrail politikaları üzerinde sanıldığı kadar da bir etkisi yok, belki tersi mümkün"

O realite, kimin kimi kontrol ettiği ve kim kimi yönetiyor realitesi. Bu son olaylarda da ortaya çıktı ki, aslında Amerika Birleşik Devletleri’nin İsrail politikaları üzerinde sanıldığı kadar da bir etkisi yok. Belki tersi mümkün" dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Mısır televizyonu MBC Masr’a katılarak sorulan sorulara cevap verdi. Doha zirvesi ile ilgili soru üzerine Bakan Fidan, "Doha’daki İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Ortak Liderler Zirvesi gerçekten bizim gözümüzde büyük bir dayanışma toplantısıydı esas itibariyle. Burada Katar’a karşı yapılan saldırıya, Arap ülkelerinin, İslam ülkelerinin liderlerinin bir araya gelip hep beraber bir dayanışma mesajı vermesi önemliydi. Bu toplantının aslında en önemli kısmı buydu. Biliyorsunuz daha önce Gazze’de devam eden soykırım ve İsrail yayılmacılığı ile alakalı İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi ortak toplantılarında alınmış kararlar var iki yıldır ve çok tedbirler var ve atılan inanılmaz büyük diplomatik adımlar var. Fakat son saldırı, özellikle Katar’a yapılan saldırı, ki özellikle arabuluculuk işlemi devam ederken, bu tabii birçok şeyi değiştirdi" dedi.

"İsrail’in bölgedeki yayılmacılığının altını çizen buna karşı bir tutum almaya davet eden bir toplantı oldu"

Doha’daki toplantının İsrail’in Filistin dışında bir Arap ülkesine saldırması üzerine yapılmasına dikkati çeken Bakan Fidan, "Doha’daki toplantı bence özellikle İsrail’in Filistin’e değil, başka bir Arap ülkesine saldırı yapması üzerine yapıldığı için bu İsrail’in bölgedeki yayılmacılığının altını çizen, bunu uluslararası toplantılarda da kayda geçiren ve bölge ülkelerini ve uluslararası toplumu buna karşı bir tutum almaya davet eden bir toplantı oldu. Bence en önemli çıktısı bu. Tabii toplantılarda yapılan deklarasyonlarla, liderlerin o toplantı marjında yaptığı görüşmeleri biraz birbirinden ayırmak lazım. Bence burada liderlerin bu yeni gelişme karşısında beraber bir araya gelip konuştukları, mutabık kaldıkları konular, metne yansıyan şeylerden çok daha önemli ve fazla diye düşünüyorum" diye konuştu.

"İsrail, bölgesel yayılmacılığı Filistin meselesinin ötesinde de bir politika haline dönüştürmüş"

"İsrail’in Gazze haricinde bütün bölgeyi tehdit etmeye mi başladı?" sorusu üzerine Bakan Fidan, "İsrail’in bölgede yayılmacılığı artık bir politika haline getirmesini bölge ülkeleri olarak, uluslararası toplum olarak masaya yatırmamız ve tedbir almamız gerekiyor. Bu fevkalade önemli. Bu İsrail için de iyi değil, bölge ülkeleri için de iyi değil. İsrail maalesef güvenliğini bölgede kendine yakın olan ülkelerin siyasal zayıflıklarından, ekonomik zayıflıklarından, teknolojik geriliklerinden alıyor. Onlarla beraber eşit kalkınmaya, refaha ve güce dayalı bir bölgesel vizyonu kendisi için tehlikeli buluyor. Maalesef Batı ülkeleri ve Amerika da bu politikada zaman zaman görev alabiliyorlar. Dolayısıyla, bölgedeki bu denklemin değişmesi lazım. Dolaylı yollardan istikrarsızlık oluşturamadığı zaman askeri olarak bölgeye müdahale ediyor olması, tabii ki şu anda İsrail’in niyetlerini açık olarak ortaya koydu. Yani Lübnan’daki işgali, Suriye’deki işgal, İran’a karşı yürüttüğü saldırı Yemen’deki sivil hedeflerin sürekli vuruluyor olması, altyapının sürekli sistemli bir şekilde yok ediliyor olması ve en son Katar’a yapılan saldırı. Tabii bütün bunların hepsi gösteriyor ki İsrail artık bütün risklerini hesaplamış ve bölgesel yayılmacılığı Filistin meselesinin ötesinde de bir politika haline dönüştürmüş" şeklinde konuştu.

"Amerika Birleşik Devletleri’nin İsrail politikaları üzerinde sanıldığı kadar da bir etkisi yok"

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump ile arasının iyi olmasının İsrail’e karşı kullanılabilir mi?" sorusu üzerine Bakan Fidan, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanımız biliyorsunuz, uluslararası diplomasi ile ilgili mesaisinin büyük bir bölümünü özellikle Gazze’deki soykırımın durması için harcamakta. Burada hem bölge liderleriyle hem uluslararası liderlerle sürekli bir temas halinde. Sayın Trump’la da konuyu her görüştüğünde özellikle Gazze meselesinin, Suriye’deki istikrarın, altını sürekli çiziyoruz. Ama sizler de biliyorsunuz, Amerikan iç politikasında on yıllardır oluşturulan bir realite var. O realite, kimin kimi kontrol ettiği ve kim kimi yönetiyor realitesi. Bu son olaylarda da ortaya çıktı ki, aslında Amerika Birleşik Devletleri’nin İsrail politikaları üzerinde sanıldığı kadar da bir etkisi yok. Belki tersi mümkün."

"Türkiye son yıllarda daha yapısal ilişkilerin ortaya konması gerektiği konusunda bir politika benimsemiş durumda"

Mısır ve Suudi Arabistan ile Türkiye’nin ilişkileriyle ilgili soru üzerine Bakan Fidan, "İlişkilerimiz gerçekten son derece iyi. Türkiye özellikle son yıllarda sadece kardeşlik ilişkisi olarak değil, daha yapısal ilişkilerin ortaya konması gerektiği konusunda bir politika benimsemiş durumda. Ekonomik kalkınma, bölgesel barış, istikrar, teknolojik iş birliği ve turizm başta olmak üzere çok ciddi bir çalışmamız var" dedi.

"Suriye’de büyük bir altyapı ve finans sorunu var"

Suriye’deki mevcut durumuyla ilgili Bakan Fidan, Suriye’nin sorunlarından bahsederek, şunları kaydetti:

"Suriye’de özellikle geçen sene 8 Aralık’tan sonra olan değişim ve yeni yönetimin işbaşına gelmesi tabii çok temel bir değişimdi. Suriye’nin kendi içindeki tarihten gelen ve konjonktürden kaynaklanan sorunları o kadar fazla ki, yeni yönetim şu anda belli sorunları halletmekle meşgul. Bölgede özellikle ülkenin üçte birini silahla ve zorla işgal altında tutan bir YPG varlığı var biliyorsunuz. Diğer taraftan ülkenin güneyinde sorunlar çıkabiliyor, sahil bölgesinde birtakım sorunlar çıkabiliyor. Bütün bunların hepsinin barışçıl bir şekilde daha fazla kan kaybına meydan vermeden, bütün Suriyelilerin lehine olacak şekilde, bunların hepsini eşit vatandaş olarak gören bir sistem içinde halledilmesi gerekiyor. Fakat, diğer taraftan siz de biliyorsunuz, Suriye’de büyük bir altyapı ve finans sorunu da var. Bir önceki rejim döneminde ülkenin altyapısı tamamıyla mahvolmuş durumda savaştan dolayı. Bunların yeniden ayağa kalkması gerekiyor"

"Güvenlik Konseyi’nin yapısı şu anda sorunları çözmekten uzak gözüküyor"

ABD ve Avrupa Birliği’nin yerine yeni küresel oluşumlara yönelim olma ihtimalinin sorulması üzerine Bakan Fidan, mevcut sistemdeki aksaklıklardan bahsederek, "Birleşmiş Milletler teşkilatının özellikle Güvenlik Konseyi’nin yapısı bu konuda şu anda sorunları çözmekten uzak gözüküyor. Güvenlik Konseyi’nin reforme edilmesi lazım. Birleşmiş Milletler’in reforme edilmesi lazım. Daha katılımcı, daha kuşatıcı bir karar alma mekanizmasının hayata geçmesi lazım. Bunlar olmadığı zaman mevcut ittifakların karşısına sizin de sözünü ettiğiniz gibi, BRICS gibi, Şanhay İşbirliği Teşkilatı gibi, ASEAN gibi daha adını burada sayamadığımız çok fazla bölgesel aktörlerin ortaya çıkacağı ve daha farklı arayışların olacağı muhakkak. Diğer taraftan aslında ekonomik arayışların olması da normal" dedi.

"İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin, Arap Ligi üyesi ülkelerin birçoğunun ulus devlet yapıları oturmuş durumda"

Arap ve İslam ülkelerini bir araya getiren bir oluşumun neden oluşmadığı sorusu üzerine Bakan Fidan, "Ben bunun olabileceğini düşünüyorum. Çünkü dünyadaki diğer örneklerine baktığımız zaman bu bir politik sistem meselesi. Bir de ortak ülküye ulaşma meselesi. Şimdi Avrupa Birliği bir örnektir, NATO bir örnektir ve diğer bazı iş birliği teşkilatları bir örnektir. Şimdi burada özellikle bizim bölgemizde, İslam dünyasında biliyorsunuz Birinci Dünya Savaşı ve post-kolonyal dönemden sonra ulus devletler ortaya çıktılar. Ve bu ulus devletler artık olgunlaşma dönemlerini geçirdiler. Artık bence İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin, Arap Ligi üyesi ülkelerin birçoğunun ulus devlet yapıları oturmuş durumda, dengeleri oturmuş durumda. Artık buradan bir bütünleşik siyasal sisteme gidilebilir" ifadelerini kullandı.

"Mısır-Türkiye ilişkileri bence modern tarihin şu anda en iyi düzeyine erişmiş durumda"

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır ziyareti ve Türkiye-Mısır ilişkilerinin sorulması üzerine Hakan Fidan, "Mısır-Türkiye ilişkileri bence modern tarihin şu anda en iyi düzeyine erişmiş durumda. Çünkü gerçekten şu açıdan aramızdaki kardeşlik ilişkisi, halktan halka ilişki her zaman zaten mükemmel. Zaten iki halk birbirinin benzeri, ayırmak mümkün değil. Fakat siyasal elit arasındaki ilişki ve bürokrasiden bürokrasiye, hükümetten hükümete olan ilişki gerçekten fevkalade iyi bir noktaya ulaşmış durumda. Çünkü her türlü konuyu konuşabiliyoruz. Libya’yı konuşuyoruz, Sudan’ı konuşuyoruz, Filistin’i konuşuyoruz, Gazze’yi konuşuyoruz, Suriye’yi konuşuyoruz. Her türlü konuyu rahat konuşuyoruz, tartışıyoruz, bu önemli. İstihbari kuruluşlar arasındaki iş birliği fevkalade iyi. Ben hem bir önceki görevinden hem şimdiki görevden biliyorum. Çok büyük bir dayanışma ve iş birliği var. Giderek daha da ilerliyor" dedi.

Kaynak: İHA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.