Sağlık-Sen Genel Başkanı Doğan: "Kamu İşveren Heyeti’nin verdiği teklifi tekrar gözden geçirmelerini istiyoruz"
Sağlık-Sen Genel Başkanı Doğan: "Kamu İşveren Heyeti’nin verdiği teklifi tekrar gözden geçirmelerini istiyoruz"
Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, "Biz hem Kamu İşveren Heyeti’ne hem maliye bürokratlarına hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına verdikleri teklifleri tekrar gözden geçirmelerini ve mutfakla, çarşıyla, pazarla aynı oranda bu işi görmelerini istiyoruz" dedi
Haber Giriş Tarihi: 13.08.2025 10:51
Haber Güncellenme Tarihi: 13.08.2025 10:51
Kaynak:
İHA
Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, "Biz hem Kamu İşveren Heyeti’ne hem maliye bürokratlarına hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına verdikleri teklifleri tekrar gözden geçirmelerini ve mutfakla, çarşıyla, pazarla aynı oranda bu işi görmelerini istiyoruz" dedi.
Kamuda yaklaşık 4 milyon memur ve 2 buçuk milyon memur emeklisini kapsayan 8’inci Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde takvim işliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan başkanlığındaki Kamu İşveren Heyeti, toplam 11 hizmet koluna ilişkin tekliflerin ön müzakerelerinin tamamlandığı süreçte dün ilk teklifini açıkladı. Görüşmelerde sağlık hizmet kolunu temsil eden Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, sürece ve hükümetin teklifine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Doğan, toplu sözleşme sürecinin daraltılmış bir zamana yayıldığını savunarak, "Yani süreç bir ay gibi gözüküyor ama resmi iş günlerinde kıstığımız zaman 10-15 güne sığdırılmaya çalışılıyor. Tabii biz tekliflerimizi veriyoruz. Bu tekliflerin tasnif aşaması var, müzakere aşaması var. Bunlarla oyalanılıyor" diye konuştu.
"Kamu İşveren Heyeti’nin bu verilen teklifle gerçeklikle bağının koptuğunu gözlemliyoruz"
8. Dönem Toplu Sözleşme kapsamındaki taleplerini sağlık çalışanlarının sorunlarını 11 aylık bir çalışma sonucunda belirleyerek hazırladıklarının altını çizen Doğan, şunları söyledi:
"Bugün verilen teklifte Kamu İşveren Heyeti’yle hastanedeki hemşirenin aynı pazardan alışveriş yapmadığını gördük. Paramediğin, ambulans süren şoförün kiralarıyla Kamu İşveren Heyeti’nin hazırlamış olduğu kiraların aynı olmadığını gördük. Bunlar olmuş olsaydı, bir hemşireyle, bir hekimle aynı pazara gidilmiş olsaydı, teklifler bu şekilde gelmezdi. Biz Kamu İşveren Heyeti’nin bu verilen teklifle gerçeklikle bağının koptuğunu gözlemliyoruz. Çünkü çarşı bu şekilde söylemiyor. Pazar bu şekilde söylemiyor. Kiralar böyle demiyor. Piyasa böyle demiyor. Piyasaya baktığımız zaman gerçek rakamlar var. Yani bu verilen teklifler gerçek rakamlar değil."
Doğan, Kamu İşveren Heyeti’nin verdiği teklifin ardından Memur-Sen’in Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı gerçekleştirdiği bilgisini vererek, "Burada alacağımız kararlarla bu teklife ne tür bir tepki verileceğini yine Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuzda Memur-Sen’in tüm sendikaları buna karar verecekler. Bu süreçte müzakerenin devam etmesi amacımız. Yani bunun yeterli olmadığını, hakkaniyetli olmadığını Kamu İşveren Heyeti’ne anlatacağız" şeklinde konuştu.
"Verdiğimiz teklif sahanın masaya yansımasıydı"
Sağlık-Sen olarak Kamu İşveren Heyeti’ne sundukları teklifin 11 aylık bir çalışma sonucu olduğunu yineleyen Doğan, "Teklifimiz, sahanın masaya yansımasıydı. Çarşı, pazarın, mutfağın görüntüsüydü. Hissedilen enflasyonun, memurun cüzdanının röntgeniydi. Yani cüzdanın röntgenini çektik, biz ona göre teklifler sunmuştuk. Bir hekimin, hemşirenin emeğiydi, özverisiydi. Bir paramedik, bir ATT arkadaşımızın fedakarlığıydı. Kamu İşveren Heyeti acilde çalışan bir hemşirenin sesini bu teklifte duymamış oluyor" dedi.
"Bir memur kolay olunmuyor"
Doğan, çalışma barışının sağlanması gerektiğini ve bu çerçevede bir teklif verilmesi gerektiğini sözlerine ekleyerek, "İşçi arkadaşımıza bu düzeyde bir zam verip de bir hemşire arkadaşımıza, bir hekim arkadaşımıza alt seviyede bir zam verilmesi vicdanları yaralıyor. Bir memur kolay olunmuyor. Bir hekim kolay olunmuyor. Bir hemşire kolay olunmuyor. Bir hekimin yetişme sürecine baktığımız zaman üniversite sınavlarına giriyor. Türkiye’nin en zeki çocukları tıp fakültelerine giriyorlar. En zekileri hemşire oluyorlar, öğretmen oluyorlar, mühendis oluyorlar. Bu arkadaşlarımız alın terleriyle emek sarf ederek eğitimlerini tamamlıyorlar. Sınavsız da alınmıyor, sınava giriyorlar. Bir emek sarf ediyorlar, devlet memuru oluyorlar. Yani bu kadar emek sarf ettikten sonra dirsek çürüttükten sonra öğretmeni, hemşiresi, hekimi, mühendisinin bu ücretlere tabi olması gerçekten vicdanları yaralıyor" ifadelerini kullandı.
"Bakanımızın profesörlük unvanıyla hareket etmesini istiyorum"
Çalışma barışının sağlanması adına ücret skalasının dengeli olması gerektiğini sözlerine ekleyen Doğan, "Bir şoför arkadaşımız bir genel müdürden yüksek ücret alırsa, bir hemşire arkadaşımızdan ya da beraber çalıştığı işçi arkadaşımız bir hekim arkadaşımızdan daha yüksek nöbet ücreti alırsa bu vicdanları yaralar. Buna siyaseten de bakmıyorum, sendikal boyutta da bakmıyorum. Buna bir alın teri gözüyle bakıyorum. Kamu İşveren Heyeti’nin başkanı Çalışma Bakanımız. Çalışma Bakanımız okumuş, ‘profesör’ unvanını almış. Bu kolay olmadı. Özellikle siyaseti, bakanlığı bir kenara bırakıp bakanımızın bu profesörlük unvanıyla hareket etmesini istiyorum. Yani bu kadar emek verdik, profesör olduk. Bütün kamudaki arkadaşlarımız, bu branşındaki arkadaşlarım profesör oldu ve bir emek sarf etti. Şimdi bir hemşire, bir hekim, bir profesör arkadaşımıza verilen nöbet ücreti 180 lira, 200 lirada kalıp da yanımızda beraber çalıştığımız işçi arkadaşımıza 450 lira, 430 lira nöbet ücreti verilirse bu vicdanları yaralar" açıklamasında bulundu.
"Kamu İşveren Heyeti’nin verdikleri teklifleri tekrar gözden geçirmelerini istiyoruz"
Toplu sözleşme sürecinin yılda iki defa gerçekleştirildiğini ve bu sürecin iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Doğan, "Biz tekrar Kamu İşveren Heyeti’ne, hem maliye bürokratlarına hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına verdikleri teklifleri tekrar gözden geçirmelerini ve mutfakla, çarşıyla, pazarla aynı oranda bu işi görmelerini istiyoruz" diye konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sağlık-Sen Genel Başkanı Doğan: "Kamu İşveren Heyeti’nin verdiği teklifi tekrar gözden geçirmelerini istiyoruz"
Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, "Biz hem Kamu İşveren Heyeti’ne hem maliye bürokratlarına hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına verdikleri teklifleri tekrar gözden geçirmelerini ve mutfakla, çarşıyla, pazarla aynı oranda bu işi görmelerini istiyoruz" dedi
Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, "Biz hem Kamu İşveren Heyeti’ne hem maliye bürokratlarına hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına verdikleri teklifleri tekrar gözden geçirmelerini ve mutfakla, çarşıyla, pazarla aynı oranda bu işi görmelerini istiyoruz" dedi.
Kamuda yaklaşık 4 milyon memur ve 2 buçuk milyon memur emeklisini kapsayan 8’inci Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde takvim işliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan başkanlığındaki Kamu İşveren Heyeti, toplam 11 hizmet koluna ilişkin tekliflerin ön müzakerelerinin tamamlandığı süreçte dün ilk teklifini açıkladı. Görüşmelerde sağlık hizmet kolunu temsil eden Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, sürece ve hükümetin teklifine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Doğan, toplu sözleşme sürecinin daraltılmış bir zamana yayıldığını savunarak, "Yani süreç bir ay gibi gözüküyor ama resmi iş günlerinde kıstığımız zaman 10-15 güne sığdırılmaya çalışılıyor. Tabii biz tekliflerimizi veriyoruz. Bu tekliflerin tasnif aşaması var, müzakere aşaması var. Bunlarla oyalanılıyor" diye konuştu.
"Kamu İşveren Heyeti’nin bu verilen teklifle gerçeklikle bağının koptuğunu gözlemliyoruz"
8. Dönem Toplu Sözleşme kapsamındaki taleplerini sağlık çalışanlarının sorunlarını 11 aylık bir çalışma sonucunda belirleyerek hazırladıklarının altını çizen Doğan, şunları söyledi:
"Bugün verilen teklifte Kamu İşveren Heyeti’yle hastanedeki hemşirenin aynı pazardan alışveriş yapmadığını gördük. Paramediğin, ambulans süren şoförün kiralarıyla Kamu İşveren Heyeti’nin hazırlamış olduğu kiraların aynı olmadığını gördük. Bunlar olmuş olsaydı, bir hemşireyle, bir hekimle aynı pazara gidilmiş olsaydı, teklifler bu şekilde gelmezdi. Biz Kamu İşveren Heyeti’nin bu verilen teklifle gerçeklikle bağının koptuğunu gözlemliyoruz. Çünkü çarşı bu şekilde söylemiyor. Pazar bu şekilde söylemiyor. Kiralar böyle demiyor. Piyasa böyle demiyor. Piyasaya baktığımız zaman gerçek rakamlar var. Yani bu verilen teklifler gerçek rakamlar değil."
Doğan, Kamu İşveren Heyeti’nin verdiği teklifin ardından Memur-Sen’in Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı gerçekleştirdiği bilgisini vererek, "Burada alacağımız kararlarla bu teklife ne tür bir tepki verileceğini yine Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuzda Memur-Sen’in tüm sendikaları buna karar verecekler. Bu süreçte müzakerenin devam etmesi amacımız. Yani bunun yeterli olmadığını, hakkaniyetli olmadığını Kamu İşveren Heyeti’ne anlatacağız" şeklinde konuştu.
"Verdiğimiz teklif sahanın masaya yansımasıydı"
Sağlık-Sen olarak Kamu İşveren Heyeti’ne sundukları teklifin 11 aylık bir çalışma sonucu olduğunu yineleyen Doğan, "Teklifimiz, sahanın masaya yansımasıydı. Çarşı, pazarın, mutfağın görüntüsüydü. Hissedilen enflasyonun, memurun cüzdanının röntgeniydi. Yani cüzdanın röntgenini çektik, biz ona göre teklifler sunmuştuk. Bir hekimin, hemşirenin emeğiydi, özverisiydi. Bir paramedik, bir ATT arkadaşımızın fedakarlığıydı. Kamu İşveren Heyeti acilde çalışan bir hemşirenin sesini bu teklifte duymamış oluyor" dedi.
"Bir memur kolay olunmuyor"
Doğan, çalışma barışının sağlanması gerektiğini ve bu çerçevede bir teklif verilmesi gerektiğini sözlerine ekleyerek, "İşçi arkadaşımıza bu düzeyde bir zam verip de bir hemşire arkadaşımıza, bir hekim arkadaşımıza alt seviyede bir zam verilmesi vicdanları yaralıyor. Bir memur kolay olunmuyor. Bir hekim kolay olunmuyor. Bir hemşire kolay olunmuyor. Bir hekimin yetişme sürecine baktığımız zaman üniversite sınavlarına giriyor. Türkiye’nin en zeki çocukları tıp fakültelerine giriyorlar. En zekileri hemşire oluyorlar, öğretmen oluyorlar, mühendis oluyorlar. Bu arkadaşlarımız alın terleriyle emek sarf ederek eğitimlerini tamamlıyorlar. Sınavsız da alınmıyor, sınava giriyorlar. Bir emek sarf ediyorlar, devlet memuru oluyorlar. Yani bu kadar emek sarf ettikten sonra dirsek çürüttükten sonra öğretmeni, hemşiresi, hekimi, mühendisinin bu ücretlere tabi olması gerçekten vicdanları yaralıyor" ifadelerini kullandı.
"Bakanımızın profesörlük unvanıyla hareket etmesini istiyorum"
Çalışma barışının sağlanması adına ücret skalasının dengeli olması gerektiğini sözlerine ekleyen Doğan, "Bir şoför arkadaşımız bir genel müdürden yüksek ücret alırsa, bir hemşire arkadaşımızdan ya da beraber çalıştığı işçi arkadaşımız bir hekim arkadaşımızdan daha yüksek nöbet ücreti alırsa bu vicdanları yaralar. Buna siyaseten de bakmıyorum, sendikal boyutta da bakmıyorum. Buna bir alın teri gözüyle bakıyorum. Kamu İşveren Heyeti’nin başkanı Çalışma Bakanımız. Çalışma Bakanımız okumuş, ‘profesör’ unvanını almış. Bu kolay olmadı. Özellikle siyaseti, bakanlığı bir kenara bırakıp bakanımızın bu profesörlük unvanıyla hareket etmesini istiyorum. Yani bu kadar emek verdik, profesör olduk. Bütün kamudaki arkadaşlarımız, bu branşındaki arkadaşlarım profesör oldu ve bir emek sarf etti. Şimdi bir hemşire, bir hekim, bir profesör arkadaşımıza verilen nöbet ücreti 180 lira, 200 lirada kalıp da yanımızda beraber çalıştığımız işçi arkadaşımıza 450 lira, 430 lira nöbet ücreti verilirse bu vicdanları yaralar" açıklamasında bulundu.
"Kamu İşveren Heyeti’nin verdikleri teklifleri tekrar gözden geçirmelerini istiyoruz"
Toplu sözleşme sürecinin yılda iki defa gerçekleştirildiğini ve bu sürecin iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Doğan, "Biz tekrar Kamu İşveren Heyeti’ne, hem maliye bürokratlarına hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına verdikleri teklifleri tekrar gözden geçirmelerini ve mutfakla, çarşıyla, pazarla aynı oranda bu işi görmelerini istiyoruz" diye konuştu.
Kaynak: İHA
Paris Saint-Germain, Süper Kupa’yı ilk müzesine götürdü
Sındırgı depremi sonrası hasar tespit çalışmaları devam ediyor
Çanakkale’de feci kaza: 6 ölü
Geri dönüşüm fabrikasında yangın: Bir kişi dumandan etkilendi
Çanakkale’de iki araç kafa kafaya çarpıştı: 6 ölü
13. TAYK-Eker Olympos Regatta’da, J70 Match Race yarışları tamamlandı
Balıkesir’de 4 büyüklüğünde deprem
UEFA Konferans Ligi: Başakşehir: 1 - Viking: 1 (Maç sonucu)
İlginizi Çekebilir
En Çok Okunan Haberler