Hava Durumu

Türkçe öğretimine yapay zekanın etkileri

Dil Uygulama ve Araştırma Merkezi (Arel Dilmer) tarafından Tepekent Kemal Gözükara Yerleşkesi’nde düzenlenen çalıştayda teknolojinin dil öğrenmeye etkileri ve dil öğretiminde yapılması gerekenler tartışıldı

Haber Giriş Tarihi: 13.06.2025 09:11
Haber Güncellenme Tarihi: 13.06.2025 09:11
Kaynak: İHA
Türkçe öğretimine yapay zekanın etkileri

Her yönü ile bir ilke imza atılan çalıştayda Türkçe öğrenen öğrencilerin yer aldığı "Öğrenci Masası"nda, öğrenciler dil öğrenmede yaşadığı zorlukları dile getirme fırsatı buldu.

Türkçe öğretiminde yaşanılan zorluklara önemli çözümler geliştirilen çalıştayda; "Dijitalleşme, Eğitmenin Eğitimi, Ölçme ve Değerlendirme, Materyal Geliştirme, Müfredat Geliştirme, Güncel Sorunlar ve Öğrenci Sorunlarının ele alındığı yedi masa kuruldu.

Üniversite Rektörü Prof. Dr. Ersin Göse’nin açılış konuşması ile başlayan çalıştay çeşitli oturumlarla devam etti. Törende konuşan Prof. Dr. Ersin Göse, İstanbul Arel Üniversitesi’nde eğitim alan yabancı öğrenciler hakkında bilgiler vererek öğrencilerin Türkçe öğrenmesinin ülkemiz için önemli olduğunu vurguladı.

Çalıştayda konuşan İstanbul Arel Üniversitesi Dilmer Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Altınova ise çalıştayın amaçları ve program akışı hakkında bilgiler vererek katılım sağlayan herkese teşekkür etti.

Çalıştayda sanal gerçeklik (VR) gözlükleriyle interaktif deneyimler sunuldu

Üniversite Dilmer öğrencilerinin çizmiş olduğu resimler ve yağlı boya çalışmalarının sergilendiği çalıştayda Türkçe öğretiminde teknoloji entegrasyonuna dikkat çekmek amacıyla sanal gerçeklik (VR) gözlükleriyle dil öğreniminde interaktif deneyimler sunuldu.

Türkçe öğretimi ile ilgili önemli konuların konuşulduğu çalıştayda; katılımcılar tarafından şu mesajlara yer verildi;

Yapay zekâ eğitime girdi: ama anahtarı hâlâ öğretmende

Yapay zekâ tarafından eğitim materyallerinin üretiminde öğretmenlere destek sağlandığı ancak kalite kontrolün ve seviyeye uygunluğun öğretmen denetiminde olması gerektiği vurgulandı. Seslendirme ve görsel üretimlerde verimli sonuçlar alınmasına karşın, metin üretiminde dikkatli olunması gerektiği belirtildi.

Altyazı açan öğretmen, dinleme kapatır

Çalıştayda altyazıların çoklu duyusal öğrenmeye katkı sunduğu ancak dikkatsiz kullanıldığında öğrencinin dil gelişiminin sekteye uğratabildiği ifade edildi. Öğrencinin seviyesine göre altyazıların açık ya da kapalı olması gerektiği, dinleme becerilerinin gelişimi açısından kritik bir unsur olarak görüldü.

Resimler konuşursa, öğrenci daha iyi anlar

Dil öğretiminde görsel materyallerin sadece süsleme aracı olarak değil, anlamı destekleyen ve kültürel kodlar taşıyan araçlar olarak kullanılması gerektiği dile getirildi. Karakter devamlılığı, gerçek yaşam görselleri ve kültürel çeşitliliğin süreci güçlendirdiği aktarıldı.

Kelimeler anlamını komşusundan alır

Çalıştayda Türkçedeki çok anlamlılık nedeniyle bağlam içi kelime öğretiminin daha kalıcı olduğu belirtildi. Tek başına sunulan kelime listelerinin yetersiz olduğu, kelimenin bağlamla sunulmasının öğrenmeyi kolaylaştırdığı ifade edildi.

Eğitmen eğitim almazsa, ders konferans gibi kalır

Türkçe öğreticilerinin dil bilgisine, sınıf yönetimine ve teknoloji okuryazarlığına sahip olmalarının beklendiği vurgulandı. Eğitici eğitimlerinin hizmet içi programlarla desteklenmesi ve öğretmenlerin sürekli gelişime teşvik edilmesi gerektiği belirtildi.

QR kodla dil öğren, kâğıda veda et

Dijitalleşmenin sadece araçlar üzerinden değil, öğretim kültürüyle birlikte ele alınması gerektiği katılımcılar tarafından vurgulandı. QR kodlar, sanal gerçeklik uygulamaları ve oyunlaştırma gibi araçlarla öğrencinin motivasyonunun artırıldığı; dikkat dağıtıcı etkiler ve bilişsel yükün ise göz önünde bulundurulması gerektiği ifade edildi.

Öğrenci konuşmak istiyor ama cümle kuramıyor

Özellikle konuşma becerisinin öğrenciler için en zorlu alanlardan biri olduğu tespit edildi. Sosyal ortamlarda pratik yapmanın önemi vurgulanmış, öğrencilerin sınıf içinde aktif hale getirilmesi gerektiği belirtildi.

Türkçeyi markette öğrenen öğrenci, gramerden korkmaz

Sosyal yaşamdaki doğal karşılaşmaların öğrencilerin dil gelişimini hızlandırdığı, market, restoran ve toplu taşıma gibi ortamlarda öğrenmenin farkındalık oluşturduğunu ifade edildi.

Sınavda adalet: Ölçmek, öğretmektir

Hibrit bir ölçme değerlendirme modelinin önerildiği, sunumlar, yazılı ödevler ve video projeleri gibi çoklu araçlarla değerlendirme sürecinin yaygınlaştırılması gerektiği belirtildi. Ayrıca sınavın bir öğretim yolu olduğu görüşü gündeme getirildi.

Gramer göstermeyle değil, yaşatmayla öğretilir

Gramerin doğrudan test edilmesi yerine bağlam içinde sunulmasının uygun olduğu, öğrencilerin kuralları yaşayarak öğrenmeleri gerektiği vurgulandı. Gramerin bir hedef değil, araç olduğu belirtildi.

Sınıf dört duvar değildir

Öğrencilerin okul dışı sosyal ortamlarda dil pratiği yapmalarının teşvik edilmesi gerektiği, kurumların kampüs dışı etkinliklere destek vermesi ve derslikler dışında da dil eğitimi alanlarının oluşturulması gerektiği dile getirildi.

Modüler müfredat: öğrencinin yol haritası olmalı

Müfredatın öğrenci profiline göre esnek bir biçimde yapılandırılması gerektiği, hem öğretmen inisiyatifiyle şekillendirilebilir hem de sürdürülebilir bir sistem olması gerektiği ifade edildi.

Standart sınav mı, öğretmen sezgisi mi

Sınavlarda standartlaşmanın gerekli olduğu ancak öğretmen sezgisinin de sürece dahil edilmesi gerektiği ifade edildi. Kelime havuzları, rubrikler ve ortak soru bankalarının oluşturulmasının önerildiği, öğrencilerin yalnızca sonuca değil sürece göre de değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

İstanbul Arel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ersin Göse’nin yanı sıra birçok üniversiteden akademisyen, dil öğrenme uygulama ve araştırma merkezi yöneticileri ile uzmanlarının katıldığı çalıştay, kapanış oturumu ile sona erdi.

Kaynak: İHA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.