Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Mevsimsel grip hakkında bilinmeyenler

Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof

Haber Giriş Tarihi: 21.11.2025 16:38
Haber Güncellenme Tarihi: 21.11.2025 16:38
Kaynak: İHA
Mevsimsel grip hakkında bilinmeyenler

Dr. Güzin Zeren Öztürk ve TAHUD Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Seçil Günher Arıca, grip ve soğuk algınlığının farklı olduğunun özellikle altını çizerek, hastalıkla ilgili önemli açıklamalarda bulundular.

Mevsimsel grip, her yıl dünya genelinde milyonlarca kişiyi etkileyen ciddi bir halk sağlığı sorunu olmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, grip salgınları yılda 3-5 milyon ağır vaka ve 290 bin-650 bin solunum yolu hastalığına bağlı ölümle sonuçlanabiliyor. Verilere göre; vakaların çoğu hafif-orta şiddette seyrederken, özellikle 65 yaş üstü bireyler, kronik kalp-akciğer hastalıkları ve diyabet gibi altta yatan rahatsızlığı olanlar, bağışıklık sistemleri baskılanmış hastalar, küçük çocuklar ve gebeler için influenza; ciddi komplikasyonlar, hastaneye yatış ve ölüm riski taşıyabiliyor.

Grip; yüksek ateş, kas ve baş ağrısı, boğaz ağrısı, kuru öksürük, burun akıntısı ve halsizlik gibi belirtilerle seyreden viral bir solunum yolu enfeksiyonu olarak dikkat çekiyor. Basit bir nezleden farklı olarak tüm vücudu etkileyen sistemik bir hastalık olan grip, özellikle 65 yaş üstü bireyler ve kronik hastalığı bulunan kişilerde ciddi komplikasyonlara neden olabiliyor.

Grip sezonunun da başlamasıyla birlikte Dr. Güzin Zeren Öztürk ve TAHUD Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Seçil Günher Arıca, grip ve soğuk algınlığının farklı olduğunun özellikle altını çizerek, hastalıkla ilgili önemli açıklamalarda bulundular. Tüm dünyada takip edilen bir hastalık olan grip enfeksiyonunun kalp-damar, akciğer, böbrek ve diyabet gibi hastalıkları tetikleyebildiği aktarılırken, bilimsel çalışmalar, grip sonrası ilk yedi gün içinde kalp krizi riskinin altı kata kadar arttığını gösterdiği vurgulandı. Özellikle risk gruplarının grip aşısını ihmal etmemesinin hayati önem taşıdığı belirtilirken, örneğin; diyabetik hastalarda gribe bağlı hastaneye yatış ve vefatın 5 kat daha fazla olabildiği ifade edildi.

"Aşı, toplumsal bir sorumluluk"

Aşı olmanın toplumsal bir sorumluluk olduğunun altını çizen Prof. Dr. Güzin Zeren Öztürk, "Aşılanma oranının dünyada yüzde 70-80’lerde olmasına rağmen Türkiye’de henüz yolun çok başında olduğumuzu, toplumun grip için aşılanma oranı ne kadar yüksek olursa, ağır hastalık ve hastaneye yatışların önlenmesiyle sağlık sisteminin üzerindeki yük de o kadar hafifler" dedi.

"Sezon erken başladı, bulaş oranı yükseliyor"

Prof. Dr. Seçil Günher Arıca da "Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) tarafından yayımlanan 2025 45. hafta güncellemesine göre, bu sezon Avrupa bölgesinde influenza aktivitesi önceki yıllara kıyasla daha erken artış eğilimi göstermektedir. Aynı durumun Asya bölgesinde bazı ülkeler için de geçerli olduğu görülüyor. Bu durum, sezonun erken evresinde daha dikkatli bir izlem ve korunma gerekliliğine işaret etmektedir. Okulların tam kapasite açılması, kapalı alanlarda geçirilen sürenin artması ve toplu etkinliklerin yoğunluğu bulaş zincirini güçlendiriyor. Özellikle bu aylarda alınacak koruyucu önlemler sezonun seyrini belirleyecek" ifadelerini kullandı.

"Yeni trivalan aşı, korumayı hedefli hale getiriyor"

Bu sezonla birlikte trivalan grip aşısı kullanılmaya başlandığının da altını çizen Prof. Dr. Arıca, aşının Dünya Sağlık Örgütü önerileri doğrultusunda geliştirildiğini belirterek şöyle konuştu: "Yeni aşı, baskın virüs suşlarına odaklanarak gereksiz antijen yükünü azaltıyor ve bağışıklık yanıtını optimize ediyor."

"Aşılama hem sağlık hem ekonomi açısından stratejik bir önlem"

Prof. Dr. Güzin Zeren Öztürk, grip aşısının bireysel korumanın ötesinde ekonomik sürdürülebilirlik açısından da kritik bir yatırım olduğuna da değinerek, şöyle konuştu: "Ortalama bir grip vakası 5-7 gün çalışamama ile sonuçlanıyor. Bu da ülke genelinde milyonlarca iş günü kaybı ve ciddi dolaylı maliyetler anlamına geliyor. Yapılan ekonomik analizler, grip aşısının yaygın uygulanmasıyla hem doğrudan sağlık giderlerinde hem de dolaylı maliyetlerde milyonlarca liralık önlenebilir harcama oluşturulduğunu ortaya koyuyor."

"Sağlık çalışanları ve çocuklar öncelikli gruplar"

Grip bulaş zincirinin kırılmasında sağlık çalışanlarının rolüne dikkat çeken Prof. Dr. Seçil Günher Arıca, "Hastane ortamında hem hasta hem çalışan sağlığını korumak için sağlık profesyonellerinin her yıl düzenli olarak grip aşısı yaptırması gerekiyor. Bu uygulama hem kişisel korunmayı hem de hasta güvenliğini sağlamakta. Ayrıca çocukların grip aşısı ile korunması da toplum bağışıklığını güçlendiren önemli bir halk sağlığı adımı. Çünkü çocuklar kendilerini koruyamıyorlar ve maalesef enfeksiyonu kolayca taşıyabiliyor; bu da yaşlılar ve kronik hastalar için ciddi risk oluşturuyor. Çocuklarda aşı koruması, aile bireylerini ve kırılgan grupları da dolaylı olarak koruyor. Aşı olmayan çocukların 5’te 1’i yetişkinlerin de 10’da 1’i grip nedeniyle hastaneye yatmakta. Ayrıca hastaneye yatan çocukların yüzde 75’inin daha önce hiçbir kronik rahatsızlığı olmadığını gösteren çalışmalar mevcut. Bu nedenle çocukların da aşılanması toplum sağlığı açısından büyük önem arz ediyor. Bununla birlikte gebelikte uygulanan aşılar da oldukça kritik; çünkü bu dönemde yapılan grip aşısı, bebeğe doğumdan sonraki ilk 6 aya kadar koruma sağlayabiliyor. Bu nedenle hem sağlık çalışanlarında hem de çocuklarda aşılama büyük önem taşıyor" diye konuştu.

"Aşı için doğru zaman"

Prof. Dr. Güzin Zeren Öztürk, şöyle devam etti: "Risk grupları, sağlık çalışanları ve sık seyahat eden bireyler için aşı zamanı tam da şimdi. Aşı, bireysel korumayı aşan toplumsal bir dayanıklılık aracı. Özellikle ülkemizde ocak-şubat aylarında gribin pik yaptığı zamanlar olarak görülüyor. Grip aşılaması için de en uygun dönem ekim ve kasım ayları. Bu dönemde yapılan aşılar, şubat-mart dönemine kadar koruyuculuk sağlamakta. Bu nedenle aşılamayı yalnızca sezon öncesinde değil, sezon boyunca bir koruyucu adım olarak görmek gerekir. Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘her hastane ziyareti bir aşılama fırsatıdır’ vurgusu da bu yaklaşımı desteklemekte; hastaların sağlık kuruluşlarıyla her temasının, koruyucu sağlık hizmetlerini tamamlamak için önemli bir fırsat sunduğunu hatırlatmaktadır. Grip virüsü her yıl değişim gösterdiği için, koruyuculuğun sürmesi adına grip aşısının da her yıl yenilenmesi gerekir. Çünkü koruyucu sağlık hizmetlerinin temelinde, yaşam boyu devam eden bağışıklama yaklaşımı yer alır."

Kaynak: İHA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.