Kemik erimesine dikkat: 76 yaşındaki hasta, omurga kırığı ağrılarını fıtığa bağladı

İstanbul’da yaşayan 76 yaşındaki kadın, iddiaya göre düşme sonrası hissettiği ağrıları fıtığa bağladı, hastaneye gittiğinde ise omurgasında kırık olduğunu öğrendi

Haber Giriş Tarihi: 04.11.2025 16:13
Haber Güncellenme Tarihi: 04.11.2025 16:13
Kaynak: İHA
Kemik erimesine dikkat: 76 yaşındaki hasta, omurga kırığı ağrılarını fıtığa bağladı

Yaşlı kadın, başarılı operasyonla sağlığına kavuşurken, uzmanlar ilerleyen yaşlarda kemik erimesine karşı uyardı. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Şevket Evran, "Omurga kırıklarını menopoz sonrası bayanlarda sıklıkla görüyoruz. Türkiye hatta dünya genelinde bu tarz hastalar çok fazla. Bel fıtığından şüphelenerek ağrılarının ona bağlı olduğunu düşünmüş, dinmeyince hastanemize başvurmuş. Menopoz sonrası bayanlar mutlaka kemik yoğunluğuna baktırmalı" dedi. Yaşlı kadın ise "Düştüm, hiçbir yerimde ne çizik ne morartı vardı, 2 tane fıtığım var, nüksetti dedim. Ağrılar, geçmeyince doktora gittik, operasyon sonrası hemen ayaklandım" diye konuştu.

İstanbul’un Sarıyer ilçesinde Kilyos’taki evinde tek başına yaşayan 2 çocuk annesi emekli mali müşavir olan 76 yaşındaki Alis Armağan, iddiaya göre ağustos ayında evinin bahçe kapısının önünde düştü. Düşme sonrası omurganın bel bölgesinde kırık meydana geldi ancak Armağan ağrılarını bel fıtığına bağladı. Bir süre bu şekilde düşünen Armağan, ağrıları geçmeyince Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdu. Burada Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Şevket Evran ve ekibinin yaptığı incelemelerde kemik erimesine bağlı kırık tespit edildi. Armağan, durumu şaşkınlıkla karşılarken doktorlar operasyon gerekliliğini ifade etti. Genellikle kemik erimesine bağlı omurga kırıklarını tedavi etmek amacıyla uygulanan minimal invaziv bir cerrahi yöntem olan ve hastanın aynı gün normal yaşamına dönebilme imkanı sunan kifoplasti operasyonu 25 Ağustos günü gerçekleştirildi. Doç. Dr. Evran ve ekibinin yaptığı operasyon başarılı geçerken Armağan da rahat bir nefes aldı. Doç. Dr. Evran, özellikle menopoz sonrası kadınlarda kemik erimesi kaynaklı oluşan kırıklarına dikkat çekerken tedavilerine ilişkin bilgi verdi, vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu.

"Fıtık diyerek oyalandım, ameliyat öncesi perişandım"

Yaşadıklarını anlatan 76 yaşındaki Alis Armağan, "Bahçe kapısının önünde düştüm, ne olduğumu anlayamadım. Hiçbir yerimde ne çizik ne morartı var, öyle bir düşme. Herhalde 2 tane fıtığım var, düşmeyle onlar yine nüksetti dedim. İğneler oldum, geçmeyince bu başka bir şey diyerek doktora müracaat ettik. Hemen de ayaklandım, Allah’a şükür, her gün doktoruma dua ediyorum. Allah kimseye böyle sıkıntılar vermesin, hele ileri yaş için çok zor. Düşmem ağustos başıydı, ameliyat 25 Ağustos’ta oldu, fıtık filan diyerek oyalandım. Sonra MR çekildik, tespit edildi. Yoksa ameliyat öncesi perişandım. Bu yaştan sonra ameliyat mı olur dedim, herkes de yaşlılar çok zor, çok riskli diyor. Hastaneye çok umutsuz geldim ama iyi çıktım" diye konuştu.

"Omurga kırıklarını menopoz sonrası bayanlarda sıklıkla görüyoruz"

"Omurga kırıklarını menopoz sonrası bayanlarda sıklıkla görüyoruz" diyerek sözlerine başlayan Doç. Dr. Evran, "Bu hastalarda travma sonrası kemik yoğunlukları düşük olduğu için omurgalarında kırık oluşma ihtimali normal popülasyona göre çok daha fazla görülüyor. Travma geçiren menopoz sonrası bir insanda kemik yoğunluğuna daha önce dikkat etmemiş, bununla ilgili daha önce tedavi almamışsa bu hastalarda travma sonrası oluşan, bel, sırt, boyun ağrılarında özellikle bu kırıklar düşünülmekte. Bir beyin ve sinir cerrahisi hekimine başvurmaları önerilmekte. Vücudun daha çok yük taşıyan bel ve sırt bölgelerinde oluşuyor. Hasta sırt veya bel ağrısıyla travma sonrası başvurduğu zaman önce gerekli tetkiklerini yapıyoruz. Görüntülemelerinde kırığı tespit etmiş olursak ve bu bir travma sonrası gelişen bir kırıksa bu kırıkta öncelikle omurgadaki çökme miktarının derecelerine bakıyoruz. Derecelere göre korse, yatak istirahati gibi tedavileri öncelikle deniyoruz. Fakat kırığın çökme derecesi çok ileriyse veya omuriliğe bir zarar söz konuysa daha minimal invaziv olarak tedaviler ve daha ileri hastalarda cerrahilerle omurgaya enstrümantasyonlarla tedavi edebiliyoruz" dedi.

"İğnenin geçtiği kadar delikten sıvı olan sonra katılaşan bir maddeyi enjekte ediyoruz"

Tedavi seçeneklerine yönelik konuşan Doç. Dr. Evran, "Hastanın klinik durumu uygunsa vertebroplasti veya kifoplasti dediğimiz halk arasında omurgaya çimento doldurma olarak bilinen işlemi bu hasta grubunda uygulamak öncelikli tercihimiz oluyor. İşlemin bazı avantajları var; eskiden bu tarz kırıklarda hastaları günlerce yatakta yatırıp hatta tüm vücut alçıya alınıp tedavi edilirmiş ama günümüzde teknolojinin de ilerlemesiyle artık bu yöntemler daha ön planda. Vertebroplastide hastanın cildinde büyük bir kesi olmadan sadece bir iğnenin geçtiği kadar bir delikten iğne yardımıyla girilerek omurganın içine bazen tek bazen çift taraflı girilerek başlangıçta içinde sıvı olan sonra katılaşan bir maddeyi enjekte ediyoruz. Omuriliğin içinde donuyor. Başka bir yöntemi olarak da bazen omurganın içinde bir balon yardımıyla balon şişirerek omurganın eski yüksekliğini kazanmasına ve daha güvenli bir alan oluşturarak balonun şiştiği alana çimento dediğimiz şeyle doldurarak hastanın da ağrılarının geçmesini sağlamış oluyoruz, akşamına hasta taburcu edilebiliyor" diye konuştu.

"Türkiye hatta dünya genelinde bu tarz hastalar çok fazla"

Sözlerini sürdüren Doç. Dr. Evran, "Bu tarz hastalar kliniğimize çok başvuruyor sadece kliniğimize değil Türkiye hatta dünya genelinde bu tarz hastalar çok fazla. Bu cerrahiyi uyguladığımız ayda ortalama 4 ila 5 hasta. Bu hastamızda bir travma sonrası bel omurgasında kırık meydana gelmiş, ilk planda kırık olarak algılamıyor, şiddetli ağrılardan vücudunda kötü bir şey geliştiği yönünde bir kanaate varmış. Ameliyat sonrası 4’üncü saat, ayağa kalkarak yürümesini sağladık. Osteoporoz olan hastalarda omurga kırıklarını önlemenin yollarından bir tanesi de menopoz sonrası bayanların mutlaka kemik yoğunluğuna baktırması gerekiyor. Hastalar bu tarz travmalardan sonra ağrılarını birçok şeye yorabiliyor. Özellikle bel fıtığı, belinde kas güçsüzlüğü, düzleşme gibi hastamız da önce bel fıtığından şüphelenerek ağrılarının ona bağlı olduğunu düşünmüş fakat dirençli bir ağrı. Hiçbir medikal tedavi, ilaçla ağrıları dinmeyince durumun daha farklı boyutta olduğunu düşününce hastanemize başvurmuş" dedi.

Kaynak: İHA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.