
Abdullah, İngiliz BBC kanalına verdiği röportajda, Gazze’de ateşkes anlaşmasına ilişkin konuşarak, "Eğer İsrailliler ve Filistinliler için bir gelecek ve Arap ve Müslüman dünyası ile İsrail arasında bir ilişki kuramazsak, mahvolmuşuz demektir" dedi.
Abdullah, İngiliz haber kanalı BBC’ye özel röportaj verdi. Gazze Şeridi’ndeki duruma ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kral II. Abdullah, bölgede görev yapması beklenen barış gücüne ilişkin konuşarak, "Güvenlik güçlerinin Gazze içindeki görevi nedir? Umuyoruz ki bu barışı koruma olur, çünkü eğer bu barışı zorlayıcı olursa, kimse buna karışmak istemez" dedi.
Ürdün ve Mısır’ın Filistin güvenlik güçlerini eğitmeye istekli olduğunu belirten Ürdün kralı, "Barışı koruma, orada oturup yerel polis gücünü, Filistinlileri desteklemektir. Ürdün ve Mısır büyük sayılarda eğitmeye istekli, ama bu zaman alır. Eğer silahlarla Gazze’de devriye gezecek olursak, bu durum, herhangi bir ülkenin dahil olmak isteyeceği bir durum değildir" diye konuştu.
"Katar ve Mısır, çok iyimserler"
Ürdün’ün Gazze’ye asker göndermeyeceğini belirten Kral II. Abdullah, bunun nedeni olarak "ülkesinin Gazze ve Filistin meselesiyle siyasi olarak çok iç içe ve hassas bir ilişkiye sahip olması" olduğunu gösterdi. Hamas’ın Gazze’de siyasi rolleri bırakma sözüne güvenip güvenmediği sorusunu cevaplayan Ürdün kralı, "Onları tanımıyorum, ama onlarla son derece yakın çalışanlar (Katar ve Mısır), bunun yerine getirileceği konusunda çok çok iyimserler. Eğer bu sorunu çözmezsek, eğer İsrailliler ve Filistinliler için bir gelecek ve Arap ve Müslüman dünyası ile İsrail arasında bir ilişki kuramazsak, mahvolmuşuz demektir" ifadelerini kullandı.
Gazze’ye havadan yardım operasyonlarına katıldığında gördükleri karşısında şoke olduğunu belirten Kral II. Abdullah, "Gazze’nin yıkımı benim için sadece şoktu. Bunu kendim gördüm ve uluslararası toplum olarak bunun olmasına nasıl izin verdiğimiz akıl almaz" şeklinde konuştu.
"Son iki yıldır Filistinliler için bu kabus, günlük yaşamın bir gerçeği haline gelmiştir"
BBC’ye röportaj veren Ürdün Kraliçesi Rania ise Gazze Şeridi’ndeki saldırılar karşısındaki tutumları nedeniyle uluslararası toplumu eleştirdi. Rania, "Son iki yılda ebeveyn olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyor musunuz? Çocuklarınızın acı çektiğini, aç kaldığını, korkudan titrediğini izlemek, buna karşı hiçbir şey yapamamak ve bütün dünyanın izlediğini ve hiçbir şey yapmadığını bilmek. Bu, her ebeveynin kabusudur, ancak son iki yıldır Filistinliler için bu kabus, günlük yaşamın bir gerçeği haline gelmiştir" dedi.
Filistin kökenli Kraliçe Rania, ateşkes sağlama çabaları nedeniyle ABD Başkanı Donald Trump’ı överken, "Onun kredisi olarak, Trump uzun zamandır İsrail üzerinde gerçekten baskı uygulayan ilk başkandı. Önceden, sınırları aştıklarında, ABD başkanı belki sadece birkaç kınama sözü söylerdi veya sadece hafif bir ceza alırlardı. Başkan Trump, (İsrail Başbakanı) Netanyahu’yu gerçekten bir ateşkese razı etti. Ve umuyorum ki bu süreçte aktif olmaya devam eder" diye konuştu.
"Gerçekten inanıyorum ki Filistinliler ve İsrailliler yan yana var olabilir"
Bölgede kalıcı bir barışın mümkün olup olmadığı sorusuna "Gerçekten inanıyorum ki Filistinliler ve İsrailliler yan yana var olabilir" cevabını veren Ürdün kraliçesi, "Mevcut atmosferde, iki halk arasında çok fazla düşmanlık, çok fazla öfke, acı, nefret ve kötümserlik var. Bu, onların kendi başlarına bir barış inşa etmelerini engelliyor. Burada naif değilim. Ama uluslararası toplumun desteğiyle, bu tek yoldur. Son iki yılda umut pek çok kez ulaşılmaz göründü. Umudu seçmek kolay değildi, zordu ve ağırdı. Ama bu, Filistinlileri inkar etmeyen, onların mücadelesini veya insanlığımızı ihanet etmeyen tek yoldur" ifadelerini kullandı.