
G7 ülkelerinin dışişleri bakanları tarafından yayınlanan ortak bildiride, Gazze’deki ateşkes ile rehinelerin serbest bırakılmasının memnuniyetle karşılandığı belirtilerek, "Tüm tarafların kapsamlı planda belirtilen sonraki adımlar üzerinde yapıcı bir şekilde çalışmaya devam etmesi hayati önem taşımaktadır" denildi.
ABD, İngiltere, Almanya, Japonya, Fransa, Kanada ve İtalya’dan oluşan G7 ülkelerinin dışişleri bakanları, Kanada’nın Ontario eyaletine bağlı Niagara bölgesinde gerçekleştirdikleri 2 günlük zirvenin ardından ortak bir bildiri yayınladı. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal girişimine değinilen bildiride, G7 ülkelerinin Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, var olma hakkına, özgürlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığına desteği sürdürdüğü vurgulanarak, "Acil bir ateşkesin gerekliliğini bir kez daha yineliyoruz. Mevcut temas hattının müzakereler için temel alınması gerektiği konusunda hemfikiriz. Uluslararası sınırların zor kullanılarak değiştirilemeyeceği ilkesine bağlılığımızı koruyoruz" ifadeleri kullanıldı.
Rusya’ya yönelik ekonomik baskıyı artıran G7 ülkelerinin Rusya’nın savaş çabalarını dolaylı şekilde finanse eden ülke ve kuruluşlara karşı ek tedbirleri değerlendirdiği kaydedilen bildiride, "Rusya’ya Kuzey Kore ve İran tarafından askeri yardım sağlanmasını ve Rusya’nın savaşını destekleyen en önemli aktörlerden biri olan Çin tarafından silah ve çok amaçlı bileşenler sağlanmasını kınıyoruz" denildi.
Rusya’nın son dönemde enerji altyapısına yönelik gerçekleştirdiği doğrudan saldırıların da şiddetle kınandığı aktarılan bildiride, "Ukrayna’nın enerji güvenliğine desteğimizi yineliyoruz" ifadelerine yer verildi.
"Gazze’deki insani yardım kısıtlamalarından kaygı duyuyoruz"
Orta Doğu’daki gelişmelere de yer verilen bildiride, G7 ülkelerinin ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze planına desteği sürdürdüğü ve ateşkes ile rehinelerin serbest bırakılmasını memnuniyetle karşıladığı belirtildi. Gazze Şeridi’ne giren insani yardımların artmasına rağmen hala devam eden kısıtlamalardan kaygı duyulduğu vurgulanan bildiride, "Tüm taraflara, Başkan Trump’ın planında öngörüldüğü üzere BM ve ilgili kuruluşları ile Kızılay’ın yanı sıra diğer uluslararası kurum ve STK’ların insani yardımları kesintisiz ve geniş çapta bölgeye ulaştırmasına imkan tanımaları çağrısında bulunuyoruz" ifadeleri kullanıldı.
"Batı Şeria’daki durumu dikkatle izlemeye devam edeceğiz"
Ateşkes ile sonuçlanan planın sonraki adımlarının tüm taraflarca uygulanmasının önemli olduğu hatırlatılan bildiride, "İsrail ve Filistin halklarının barışçıl ve müreffeh bir şekilde bir arada yaşamasına fırsat tanıyan ve kapsamlı Orta Doğu barışını ve istikrarını ilerleten siyasi ufuk arayışında tüm tarafların kapsamlı planda belirtilen sonraki adımlar üzerinde yapıcı bir şekilde çalışmaya devam etmesi hayati önem taşımaktadır. Ayrıca Batı Şeria’daki durumu da dikkatle izlemeye devam edeceğiz" denildi.
İran’a nükleer yükümlülüklerini yerine getirme çağrısı
İran’a hem Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları hem de Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması kapsamındaki yükümlülüklerini "tam olarak yerine getirme" çağrısında bulunulan bildiride, "İran, tüm nükleer tesis ve malzemelerin denetlenmesini sağlamak da dahil olmak üzere Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile tam iş birliğini yeniden başlatmalıdır" ifadeleri kullanıldı.
G7 ülkeleri isim vermeden Çin’i eleştirdi
G7 dışişleri bakanları, yayınladıkları ortak bildiride hukukun üstünlüğüne dayalı, özgür ve açık bir Hint-Pasifik bölgesinin önemini bir kez daha vurgulayarak, "Doğu Çin Denizi ve Güney Çin Denizi dâhil olmak üzere mevcut durumu tek taraflı olarak, özellikle de güç ya da baskı yoluyla değiştirmeye yönelik her türlü girişime güçlü biçimde karşı çıktığımızı yineliyoruz" dedi.
İsim vermeden Çin’in denizlerdeki saldırgan tutumuna atıfta bulunulan bildiride, "Güney Çin Denizi’nde tehlikeli manevraların ve (deniz taşıtlarına yönelik) tazyikli su kullanımının yanı sıra, militarizasyon ve baskı yoluyla seyir ve uçuş özgürlüğünü kısıtlama çabaları karşısında ciddi kaygı duyuyoruz" ifadelerine yer verildi.
"Tayvan Boğazı’ndaki meseleler barışçıl biçimde çözülmeli"
Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrarın korunmasının önem taşıdığı hatırlatılarak, "Mevcut durumu tek taraflı olarak, özellikle güç veya zorlayıcı yöntemlerle değiştirmeye yönelik her türlü girişime karşı olduğumuzu yineliyoruz. İki taraf arasındaki meselelerin barışçıl biçimde, yapıcı diyalog yoluyla çözülmesi çağrısında bulunuyoruz. Tayvan’ın uygun uluslararası kuruluşlardaki anlamlı katılımına destek verdiğimizi ifade ediyoruz" denildi.
Pekin yönetimine şeffaflık çağrısı
Çin’in askeri kapasitesi ve nükleer silah stoğundaki artıştan kaygı duyulduğu belirtilen bildiride, "Pekin’i daha fazla şeffaflık sağlayarak istikrara bağlılığını göstermeye çağırıyoruz" ifadelerine yer verildi.
Kuzey Kore’nin nükleer silah ve balistik füze programı güçlü şekilde kınanarak, "BM Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda Kore Yarımadası’nın tamamen nükleer silahlardan arındırılmasına yönelik kararlılığımızı bir kez daha teyit ediyoruz. Kuzey Kore’nin kripto para hırsızlıklarından derin endişe duyuyoruz. Ayrıca Kuzey Kore’yi kaçırılan yabancı ülke vatandaşları sorununu ivedilikle çözmeye çağırıyoruz" ifadeleri kullanıldı.
"Sudan’daki şiddet eylemlerini ve saldırıları kınıyoruz"
Sudan’da yaşanan gelişmelerden de endişe duyulduğu belirtilen bildiride, "Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (RSF) özellikle El Faşir ve Kuzey Kordofan’da silahsız sivillere ve yardım çalışanlarına yönelik çoğu etnik motivasyonlu olan son şiddet eylemlerini ve saldırıları kesin bir dille kınıyoruz" denildi.
Bu savaşın siviller üzerindeki yıkıcı etkisinin yakından izlendiği kaydedilen bildiride, "Cinsel şiddeti şartsız biçimde kınıyoruz. RSF ve Sudan Silahlı Kuvvetleri’ni (SAF), insan haklarına saygı göstermeye, gerilimi düşürmeye, derhal ve kalıcı bir ateşkesi sağlamaya ve ona bağlı kalmaya ve insani yardımların hızlı ve engelsiz biçimde bölgeye ulaşmasını sağlamaya çağırıyoruz. Barış ve güvenliğin yeniden tesis edilmesi için yürütülen diplomatik çabalara desteğimizi ifade ediyor, dış aktörlere de bu yönde katkı sunma çağrısında bulunuyoruz" ifadelerine yer verildi.
"Doğu Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde siviller korunmalı"
Ayrıca Doğu Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde devam eden şiddet ve çatışmalarla bağlantılı cinsel şiddet dâhil insan hakları ihlallerinden kaygı duyulduğu aktarılan bildiride, "Tüm taraflara sivilleri korumaları ve insani yardımların bölgeye erişimine kolaylık sağlamaları çağrısında bulunuyoruz" denildi.
Dünyadaki çatışma ve istikrarsızlığın etkilenen ülkeler başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası güvenliği zayıflattığı ve düzensiz göçü tetiklediği hatırlatılan bildiride, bu konuların sonraki G7 dışişleri bakanları toplantısında ele alınacağı aktarıldı.
"ABD-Çin görüşmelerinin sonuçlarını memnuniyetle karşılıyoruz"
Bildiride ayrıca kritik deniz altı altyapısını hedef alan faaliyetler de dâhil olmak üzere hibrit tehditlerle mücadele etme ve limanlar ile deniz ulaşım hatlarının güvenliğini yasadışı uyuşturucu kaçakçılığına karşı artırma konusundaki ortak çabalara yönelik kararlılığın yinelendiği belirtildi. Kritik minerallerin tedarik zincirlerini sekteye uğratma ve piyasayı manipüle etmeye yönelik girişimlerden kaygı duyulduğu ifade edilen bildiride, "Bu çerçevede son ABD-Çin görüşmelerinin sonuçlarını memnuniyetle karşılıyor ve kritik mineraller dahil olmak üzere öngörülebilir ticareti engelleyebilecek her türlü politik adımın önüne geçilmesi çağrısında bulunuyoruz" denildi.
G7 üyelerinin bağımlılıkları azaltarak ve ortak ekonomik dayanıklılık ile güvenliği güçlendirerek kırılganlıkların giderilmesi için ortaklarıyla işbirliğini sürdüreceği vurgulandı.