Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dönmez: "Geleceğe emin adımlarla yürümeye devam ediyoruz"

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, son dönemlerde uluslararası ticarette son derece önemli değişiklikler yaşandığına dikkati çekerek, "Buna karşılık biz de ortak akıl ile istişare ile önlemlerimizi alıyor; geleceğe emin adımlarla yürümeye devam ediyoruz

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, son dönemlerde uluslararası ticarette son derece önemli değişiklikler yaşandığına dikkati çekerek, "Buna karşılık biz de ortak akıl ile istişare ile önlemlerimizi alıyor; geleceğe emin adımlarla yürümeye devam ediyoruz.

Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından 14 Ekim Dünya Standartlar Günü vesilesiyle bir program düzenlendi. TSE Genel Kurul Salonunda düzenlenen programda konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, "Standartlar, güvenli, kaliteli ürün ve hizmetin temel yapı taşı, küresel ticaretin rehber dokümanlarıdır. Adil rekabet ortamının önemli unsurlarıdır. Üretim ve tüketim ekosisteminin zeminini oluşturan standartlar, hayatımızı kolaylaştırır ve güvenli kılar. Tüm dünyada, her yıl 14 Ekim’de kutlanan Dünya Standartlar Günü, TSE’mizin öncülüğünde ülkemizde standardların öneminin anlaşılmasında, standardizasyon bilincinin yaygınlaşmasında önemli rol oynuyor" ifadelerini kullandı.

"Türkiye’yi küresel düzeyde söz sahibi bir ülke haline getirdik"

Son dönemlerde uluslararası ticarette son derece önemli değişiklikler yaşandığına dikkati çeken Dönmez, "Buna karşılık biz de ortak akıl ile istişare ile önlemlerimizi alıyor; geleceğe emin adımlarla yürümeye devam ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinde, 23 yılda gerçekleştirdiğimiz projeler, reformlar ve atılımlarla Türkiye’yi küresel düzeyde söz sahibi bir ülke haline getirdik. Bakanlığımız Arge alanında, katma değerli tasarım ve yüksek teknolojili üretim alanlarında, sanayimizin rekabetçiliğine önemli katkılar sağlayacak olan yeşil ve dijital dönüşüm yatırımlarında, oyun değiştirici hamlelere imza atıyor. Biz buna genel çerçeve olarak Milli teknoloji hamlesi diyoruz" şeklinde konuştu.

"Standardlar, adalet, güven ve öngörülebilirliğin ortak dilidir"

TSE Başkanı Mahmut Sami Şahin, yaptığı konuşmada, bu yılın temasını, "Dijital Güven ve Yapay Zekâ" olarak belirlediklerini ifade etti. Şahin, "Artık bilgi, enerji ve üretim kadar değerlidir. Ancak bilgi kadar, o bilginin doğruluğu, gizliliği ve güvenilirliği de yeni dünyanın en stratejik konusu haline gelmiştir. Dijital dönüşüm, yalnızca makinelerin değil, değerlerin de yeniden tanımlandığı bir çağ başlatmıştır. Yapay zekâ, insanlığın en büyük fırsatlarından biri olduğu kadar, en dikkatli yönetilmesi gereken alanıdır. Bu nedenle TSE olarak biz, yalnızca teknolojinin ilerlemesine değil; etik, hesap verebilir ve güvenilir sistemlerin kurulmasına da öncülük ediyoruz. Çünkü standartlar, sadece teknik kılavuzlar değil; adalet, güven ve öngörülebilirliğin ortak dilidir. Bugün bir yapay zekâ modeli karar verirken, bir robot üretim hattında işlem yaparken, ya da bir siber sistem verileri işlerken; orada görünmeyen bir standardın, bir TSE normunun rehberliği vardır. İşte bu nedenle biz, dijital güvenin sadece teknolojiyle değil, standartlarla mümkün olduğunu savunuyoruz" dedi.

"TSE sanayicimizin çıkarlarını korumaya yönelik faaliyetleriyle tarihî misyonunu sürdürmektedir"

TSE’nin stratejik ve öncelikli sektörler başta olmak üzere ihtiyaç duyulan hizmetlerde pazar payını artırmaya yönelik, sürekli gelişim anlayışıyla kurumsal yapısını ve iş yöntemlerini geliştirmeye devam ettiğini belirten Başkan Şahin, şunları kaydetti:

"TSE; standardizasyon, uygunluk değerlendirme ve eğitim hizmetleriyle üreticilerimizin küresel ticaretteki rekabet gücünü artırırken; tüketicilerimizin de standartlara uygun, güvenli ve kaliteli ürün ve hizmetlere ulaşmasındaki güvencesini sürdürüyor. Standartlar; ilgili tüm tarafların katılımıyla oluşturulan, yetkili bir kurumca onaylanan, uygulaması zorunlu olmayan, ürün, hizmet, proses ve tesisler için güvenlik ve kalite gereklerini belirleyen, süreçleri iyileştiren, ticari engelleri kaldıran, çevreyi ve sağlığı koruyan kurallardır. Bu anlayışın tarihsel sürecine baktığımızda, yaklaşık 5 asır önce, standardın bugünkü anlamda uygulandığını gösteren en eski belgenin, II. Bayezid Han tarafından 1502 yılında ferman olarak hazırlanan Kanunname-i İhtisab-ı Bursa olduğunu görürüz. Bu kanunda; sebze-meyve, tuz, ekmek, sanayi ürünleri, tekstil ürünleri ve tarım ürünlerinin fiyatları ile kaliteleri bir standarda bağlanmış; bugünkü anlamda boya, ambalaj, kalite gibi esaslarla narh ve ceza hükümlerine yer verilmiştir. Kanunname-i İhtisab-ı Bursa, dünya standart tarihine ve tüketici haklarına yönelik faaliyetlere önemli bir kaynak olmuştur. Böylesine köklü bir medeniyetin varisi olan Türkiye’nin millî standardizasyon kuruluşu TSE, ülkemizde Türk standartlarını belirleyen tek yetkili kuruluş olarak, uluslararası ve bölgesel standardizasyon kuruluşlarıyla iş birliği yapmakta; sanayicimizin çıkarlarını korumak, dünya pazarında yer almalarını sağlamak ve rekabet güçlerini artırmak yönündeki faaliyetleriyle tarihî misyonunu sürdürmektedir."

"Ülke ihracatının büyümesi yolunda teknik engeller standartlar sayesinde aşılıyor"

Standartların, üreticiler için güçlü ve sürdürülebilir bir altyapının, tüketiciler için ise güvenilir ürün ve hizmetlerin teminatı olduğunu ifade eden Şahin, ülke ihracatının büyümesinde, teknik engelleri ortadan kaldıran yönüyle önemli bir katma değer oluşturan standartların aynı zamanda maliyet ve zaman açısından verimlilik sağladığını ifade etti. Şahin, "Bu önemin altını bir örnekle çizmek isterim: Türk Standardları Enstitüsü tarafından revize edilen TS 825-Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın yayımladığı Zorunlu Tebliğ kapsamında, yeni yapılacak binalarda uygulanması zorunlu hâle gelmiştir. Revize edilen bu standardın, önümüzdeki 10 yıl içinde ülke ekonomisine milyarlarca liralık katkı sağlaması ve karbon salınımını önemli ölçüde azaltması beklenmektedir. Böylece TS 825, hem enerji verimliliği açısından hem de net sıfır emisyon hedeflerimiz doğrultusunda stratejik bir kazanım hâline gelmiştir" diye konuştu.

"Güvenli ve etik yapay zekâ, standartlar üzerinden tanımlanmaktadır"

Üretim ve tüketimin her boyutuna dijital ve yeşil dönüşüm süreçlerinin yön verdiğine değinen Şahin, yeni çağda, standartların yalnızca teknik rehberler olmaktan çıkmış; etik, güvenlik, sürdürülebilirlik ve kalite boyutlarını da içeren dinamik bir yapıya kavuşmuş olduğuna dikkat çekti. Türk Standardları Enstitüsü olarak bu dönüşümün merkezinde yer aldıklarını belirten Şahin, "Hizmet alanlarımızı sürekli güncelleyerek; üretim-tüketim ekosistemimizin ihtiyaç duyduğu yenilikleri hizmet çeşitliliğimize dahil ediyor, sanayimizin gelişimine yön veriyoruz. Bilişim teknolojileri alanında yürüttüğümüz test ve belgelendirme hizmetleri, ülkemizde geliştirilen yazılım ve donanımların güvenilirliğini artırmakta; Türkiye’nin dijital ekonomisinin sağlam bir zeminde büyümesine katkı sağlamaktadır. Bugün "Dijital Güven ve Yapay Zekâ" temasıyla kutladığımız bu özel günde, aslında geleceğin Türkiye’sini inşa eden bu yolculuğun ortak aklını temsil ediyoruz. Küresel ölçekte yapay zekâ yatırımlarının bu yıl 375 milyar doları, 2026’da ise 500 milyar doları aşması beklenmektedir. Türkiye’de üretken yapay zekâ uygulamalarını kullandığını beyan edenlerin oranı yüzde 19,2 seviyesine ulaşmıştır. Enerji ihtiyacı yüksek olan veri merkezleri ve algoritmik sistemler ise, nükleer enerjiyi güvenli ve sürdürülebilir bir kaynak olarak yeniden gündeme taşımaktadır. Bu tablo, yapay zekâ alanındaki standardizasyon çalışmalarına küresel ölçekte güçlü bir ivme kazandırmıştır. Artık dünyada güvenli ve etik yapay zekâ, standartlar üzerinden tanımlanmakta; gizlilik, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleriyle çerçevelenmektedir. Ülkemiz de bu süreçte aktif rol oynamaktadır. ISO, IEC, CEN ve CENELEC gibi uluslararası kuruluşlarda temsil edilen uzmanlarımız, yapay zekâ yönetim sistemlerinden veri güvenliği rehberlerine kadar onlarca yeni standardın oluşumuna katkı sunmaktadır" ifadelerini kullandı.