Bütçe denkleştirmesi, mali disiplin, enflasyonla mücadele dediğiniz her şeyin faturasını sadece memurlar ödüyor" dedi.
Yaklaşık 4 milyon memur ve 2 buçuk milyon memur emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde takvim işliyor. Kısmi anlaşma ile biten müzakere sürecinin sonucunda birçok hizmet kolunda anlaşma sağlanırken, genele ilişkin hükümlerde yapılan zam teklifinde ise uzlaşma sağlanamadı. Bu kapsamda Memur-Sen (Memur Sendikaları Konfedarasyonu), toplu sözleşme sürecinde hükümetin kamu çalışanlarına sunduğu teklifin yetersiz olduğu gerekçesiyle bugün Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde eylem gerçekleştirdi. Eyleme Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve sendika üyeleri katıldı.
"Adil bir karar verilmesi için yine eylemdeyiz"
Memur ve memur emeklileri için burada bulunduklarını ve dengesiz ücret dağılımı için haklarını sonuna kadar arayacaklarını belirten Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "Dün nasıl Anadolu Meydanı’nda 25 bin emekçiyle sesimizi yükselttiysek, bugün burada, adil bir karar verilmesi için Maliye Bakanlığı önünde toplandık, eylemdeyiz. Çünkü karar da sorumluluk da Maliye Bakanı’ndadır. Yaptığımız tüm görüşmelerde taleplerimiz, itirazlarımız konusunda bizi haklı buluyor. Biz, ’hak vermeyin, hakkımızı verin’ deyince topu Maliye Bakanlığı’na atıyorlar, bizi anlayışla karşılayın diyorlar. Aileleriyle birlikte 25 milyonu insanımızı bulan memur ve memur emeklisinin tahammülü kalmadı. Biz masada ve salonda anlattık. Herkesle konuştuk. ’Artık bizi anlayın’ diyoruz" şeklinde konuştu.
"Bıçak kemiğe dayandı"
Memur ve memur emeklilerinin adil ücret adaletsizliği konusunda mağdur olduğunu ve enflasyonun zararını memurun çektiğini söyleyen Yalçın, "Artık bıçak kemiğe dayandı. Memur ve emekli iyice bunaldı. Maliye Bakanı’na sesleniyoruz. ’Memur enflasyonun sebebi değil, mağdurudur, bunun da sorumlusu sizsiniz.’ Bütçe denkleştirmesi, mali disiplin, enflasyonla mücadele dediğiniz her şeyin faturasını sadece memurlar ödüyor. Herkese cömert davranırken sadece memurlar ve emekliler bütçeye yük görülüyor. Alın terinin, emeğin hakkını vermezseniz, ücrette adaleti sağlamazsanız toplumda huzur kalır mı? Aynı işi yapanların farklı ücretler alması durumunda çalışma barışı sağlanır mı? Sermayeye vergi indirimleri, vergi afları yapılırken, teşvikler dağıtılırken, faize-rantiyeye para bulunurken, memura, emekliye gelince ’kasa boş’ sözlerinin inandırıcılığı olur mu" diye konuştu.
"Hala geç kalınmış değil, bu çarpıklık düzeltilebilir"
Gelirde adaletsizlik konusunda mağduriyetin önüne geçilmek için hala zamanın var olduğunu ve feryatlarına kulak verilmesi gerektiğini söyleyen Yalçın, "Bugün hala geç kalınmış değil. Bu çarpıklık düzeltilebilir. Mağduriyetin önüne geçilebilir. Sesimize kulak verin, adaleti sağlayın. Bugün sadece kamu görevlilerinin değil, 85 milyonun gözü üzerinizde. Buradan Hakem Heyeti’ne de sesleniyoruz. Noter damgasından kurtulmak istiyorsanız, vesayeti reddedin. Talimatla değil, adaletle karar verin. Elinizdeki bu fırsatı iyi değerlendirin. Memura, yoksulluğu reva görecek bu kararı asla kabul etmeyeceğiz, asla sineye çekmeyeceğiz. Direnmeye, bütün demokratik haklarımızı kullanmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.