Bilal Erdoğan: "Balkanlar’da soykırımı önleyecek gücümüz var ama maalesef Gazze’deki soykırımı önleyecek gücümüz yok"

Kocaeli’de İnsan Hakları Eğitim Kampı’na katılan Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, "Sahte e-imza ile ilgili gündem 1,5 yıl önce tespit edilip savcılığa intikal ettirildi, yargı süreci işletildi

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:

Ama adeta kamuoyundaki algıya bakılırsa, iktidar yine oradan dayak yiyor gibi bir duruma düşüyor" dedi.

Dünya Etnospor Konfederasyonu ile İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, AK Parti Genel Merkez İnsan Hakları Başkanlığı’nın gençlere yönelik düzenlediği İnsan Hakları Eğitim Kampı’na katıldı. Kocaeli Diriliş Kampı Tesisleri’nde gerçekleştirilen etkinlikte, 18-30 yaş arasındaki gençler, insan hakları kavramı, uygulamaları ve güncel meseleleri üç gün boyunca çeşitli oturumlarda ele aldı. AK Parti genel başkan yardımcıları, milletvekilleri ve MKYK üyeleri ile birlikte alanında uzman akademisyenler kampta eğitim verdi. Kampa, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’da katıldı.

"Bu topraklarda, bu kritik ülkede gözü olanlar az değil"

Kampın üçüncü gününde gençlerle bir araya gelen Bilal Erdoğan, "Türkiye coğrafi konumuyla, tarihi birikimiyle, toplumsal yapısıyla dünyanın önemli ülkelerinden bir tanesi. Türkiye Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son 23 yılda aldığımız mesafe ile birlikte daha yüksek etki sahibi, daha müessir, daha da kritik bir oyuncu haline geldi. Bunu kimsenin reddetmesi imkanı, ihtimali yok. Tabii bu işimizi bir taraftan zorlaştırıyor, mücadelelerimizi arttırıyor. Bu ülkenin dostları, bu milletin dostları olduğu gibi elbette düşmanları da var. Bu topraklarda, bu kritik ülkede gözü olanlar az değil." diye konuştu.

"Sahte e-imza ile ilgili kamuoyundaki algıya bakılırsa, iktidar yine oradan dayak yiyor"

Sürekli Türkiye’de yeni gündemlerin ortaya çıktığını söyleyen Bilal Erdoğan, "Derdi günlük olmayanlar bu gündemlerle zamanını harcamak, geçirmek istemiyor. Ben de istemiyorum. Bu gündemleri kendime gündem yapmamanın da mücadelesini veriyorum. Ama öbür taraftan, bu gündemlerle bize mevzi kaybettirebiliyorlar. Özellikle gençleri bu gündemlerle aldatabiliyorlar. En son yaşanan, sahte e-imza ile ilgili gündem. 1,5 yıl önce tespit edilmiş, soruşturma açılmış, savcılığa intikal ettirilmiş, savcılık gerekenleri yapmış, ilk tutuklamalar 6 ay önce yapılmış, ondan sonra iddianame hazırlanmış. Yani aslında ülkede idarenin, yargının, üzerine düşenleri yaptığının bir delili olan bir süreç yaşanıyor. Ama adeta kamuoyundaki algıya bakılırsa, iktidar yine oradan dayak yiyor gibi bir duruma düşüyor" şeklinde konuştu.

"AK Parti kadroları, memleketin hiçbir zaman yönetilmediği kadar iyi yönetildiğini bilecek"

Ülkenin yönetimi konusunda endişe duyulmaması gerektiğini söyleyen Erdoğan, "Çünkü bu ülke hiçbir zaman olmadığı kadar iyi yönetiliyor. Bunun delilleri saymakla bitmez. Bunun örnekleri saymakla bitmez ve biz bu konuda kendimize güvenmek zorundayız. AK Parti kadroları, memleketin hiçbir zaman yönetilmediği kadar iyi yönetildiğini bilecek. Bunu delilleriyle, hikayesiyle bilecek. Bu özgüven olduktan sonra böyle bir şey çıktığı zaman hemen bilgilendirmemiz teşkilatlarımız tarafından yapılacak. İlgili bakanlıklardan bilgiler gidecek. Ondan sonra biz bu bilgileri çatır çatır argümanları bilmeyenlere anlatacağız. Yalan bilgiyi yaymaya çalışanlara cevaplayacağız ve bu şekilde yalan yanlış bilgilerle insanların aldatılmasına engel olmak zorundayız" ifadelerini kullandı.

"Türkiye’de dünya çapında her geçen sene ilk 500’e giren üniversite sayısı artıyor"

Türkiye’de eğitimin 23 yılda çok iyi bir noktaya geldiğini, belli noktalarda zirveye oynadıklarını belli noktalarda Avrupa ülkeleriyle yarışır noktada olduklarını belli noktalarda biraz geride olduklarını söyleyen Bilal Erdoğan, "Gençlik, Türkiye’de eğitimin kötü olduğuna inandırılmış durumda, aldatılmış durumda. Türkiye’de eğitim iyi, dünya çapında her geçen sene ilk 500’e giren üniversitelerin sayısı artıyor, sıraları yükseliyor. Okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise seviyesinde, okullaşmada, OİS’i gibi ortalamalarda birçok alanda geçtik. Eğitim sonuçları itibariyle de, OİS’nin eğitim sonuçlarını ölçen en geçerli göstergelerde de şu anda bir göstergede 3., birinde 5., birinde 8. olmuşuz, bazı göstergelerde birçok Avrupa ülkesini geçmişiz. Ya birisi de çıksın desin ki ’Helal olsun, bu alanda bayağı mesafe aldık.’ desin" dedi.

"Bazı okullar yurt dışına sanki eleman yetiştirme derdinde"

Dünyanın hiçbir ülkesinde 1 milyon üniversite öğrencisine yurt imkanını bu şartlarda sağlayan ülke olmadığını ifade eden Bilal Erdoğan, "Dünyanın hiçbir ülkesinde yükseköğretim Türkiye kadar bedava değil. Bunları biz konuşup dünyaya hava atmamız lazım. Ne Almanya’da, ne İngiltere’de, ne de Amerika’da bu kadar bedava eğitim, bu kadar bedava üniversite öğrencisine konaklama imkanı, burs imkanı, kredi imkanı, faizsiz kredi imkanı yok. Türkiye sağlıkta dünyanın önemli ülkelerinden bir tanesi. Türkiye, mühendislik eğitiminde, dünyanın iyi ülkelerinden bir tanesi. Bugün savunma sanayindeki başarılarımızı buna borçluyuz. Ama Selçuk Bayraktar gibi Amerika’da ilgili konunun en iyi eğitimini almasına rağmen ülkesine hizmet etme şuurunda olan mühendisler yetiştirmemiz lazım. Türkiye’de devletin on binlerce dolar eğitimine vergi paralarıyla masraf edip ondan sonra bu ülkeye ihanet etme derdinde olan veya bu ülke umurunda olmayan mühendisler yetiştirmek acaba ne kadar doğru. Bütün vatandaşların vergi paralarıyla bu ülkenin çocukları eğitiliyor. Ama bazı okullar yurt dışına sanki eleman yetiştirme derdinde. Yani dünyanın büyük firmalarına, Türkiye’nin en iyi firmalarına adeta peşkeş çekme derdine düşmüşler. Çocukların kusuru yok ki, çocuklar aldatılmanın içindeler" diye konuştu.

"Hep kofti, herhangi bir iş yapmamış adamların peşinde hayal tüccarlığı yapıyorlar"

Türkiye’deki gençlerin Avrupa’da yaşamın daha kolay olduğu ile ilgili aldatıldığını söyleyen Erdoğan, "AK Parti kadroları olarak, sağlam bir mesajımız olduğunu bilerek bu mesajımızı daha geniş kitlelere, genç kardeşlerimize aktarmamız lazım. Onları da bu Türkiye’yi hedef alan, Türkiye’nin hayrını değil şerrini dileyen dış mihrakların kıskacından kurtarmamız lazım. Onların Türkiye’deki işbirlikçilerinin kıskacından kurtarmamız lazım. Bir tarafta memleketle ilgili, dünyayla ilgili derdi olan kadrolar var. Bir tarafta böyle dertleri olmayan kadrolar var. Tek derdi kendi cebini doldurmak olan, kendi menfaatini arttırmak olan, siyaseti bunun için yapan kadrolarla karşı karşıyayız. Yani bu gördüklerimiz daha belki buzdağının ucu. AK Parti kadrolarında kalite, eğitim düzeyi ve iş yapma kabiliyeti Türkiye’de hiçbir başka siyasi harekette kesinlikle mevcut değil. AK Parti dışındaki siyasi hareketlerde, bugün muhalefet olarak özellikle tanımadığımız kadrolarla hangi başarı hikayesini ortaya koymuş adam var, bir tane çıksın. Geçenlerde birisi mesela Selçuk Bayraktar örneğini verdi. Ya bu kadar eğitim sistemi sizin elinizdeydi. Üniversiteler sizin hocalarınızın elindeydi. Okullar sizdeydi. Niye bir tane Selçuk Bayraktar tarzı adam yetiştiremediniz? Neden bir tane Tayyip Erdoğan kumaşında siyasetçi muhalif kadrolarında yetişmedi? Dolayısıyla bunların peşine düşen, bu bilgi eksikliği olan, aldatılmış olan kardeşlerimize bunları anlatmak, göstermek lazım. Bak kim ne yapmış, hangi başarıyı ortaya koymuş, hangi hizmetleri bu memlekete kazandırmış? Hadi çıkarın karşımıza. Hep kofti, herhangi bir iş yapmamış adamların peşinde hayal tüccarlığı yapıyorlar" dedi.

"Türkiye nüfusu azalan bir ülke olma ile karşı karşıya"

Erdoğan, "Bu sene aile yılı ilan edildi. Aile yılı olunca tanımlandı, 2026-2035 yılıydı. 10 yıl için, aile 10 yılı olarak Cumhurbaşkanımız tarafından adlandırıldı. 2002 yılında Türkiye 50 milyonluk bir ülke olma riskiyle karşı karşıyaydı. Türkiye nüfusu azalan ülkelerle birlikte nüfusu hızla azalan bir ülke olma ile karşı karşıya. Türkiye olarak eğer çalışmazsak, akıllı olmazsak, bu ülkenin dertleriyle dertlenip, samimiyetle, sağduyuyla bu dertleri çözmek için teyakkuz halinde olmazsak, bütün iddialarından vazgeçmiş, hiçbir gücü kalmamış, başka ülkelerin üzerinde rahatça oyun oynayabildiği bir ülke haline geliriz. Artık çocuk sahibi olmak bu vatanı sevmenin şartı haline geldi. Bu ülkenin varoluşsal bir meselesi haline gelmiştir. Ben bu ülkeye nasıl hizmet ederim diyenin evlat sahibi olması lazım. Onun için bu ve sonucunda başka meselelerimiz olacak." diye konuştu.

"Türkiye’nin de tek başına attığı adımların tesiri sınırlıdır"

Filistin konusuna değinen Bilal Erdoğan, "Kudüs davamız var. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kuruluşunun sebebi Kudüs’ün kurtarılması ve korunması. Kudüs’ün namusuna göz kulak olunması ama bugün İslam İşbirliği Teşkilatı dahi ümit ettiğimiz, hayal ettiğimiz dirayeti göstermiyor. 7 Ekim olaylarından sonra Türkiye’nin attığı belli adımlar var. Birçoğunu tek başına atmak zorunda kaldı. Türkiye’nin bu tek başına attığı adımlar 55 İslam ülkesi tarafından aynı anda atılsaydı inanın bu iş sürdürülemezdi. Ama Türkiye’nin de tek başına attığı adımların tesiri sınırlıdır. Bütün İslam ülkelerinin aynı anda belli adımları atmasını sağlayamadık. Uzun vadede bizim şu ümmet bilincini güçlendirmemiz lazım" şeklinde konuştu.

"Türkiye, Gazze’deki soykırım bitsin diye risk alma konusunda elbette ki sınırsız hareket edemiyor"

İslam dünyasında da toplumunun beklentilerine sağır tepkisiz kalan yönetimlerin olduğunu belirten Erdoğan, "Ama Türkiye gibi toplumuyla birlikte hareket eden yönetimler de var. Bu ümmet bilinci Türkiye’de de zayıf olduğu için, bugün Türkiye, Gazze’deki soykırım bitsin diye risk alma konusunda elbette ki sınırsız hareket edemiyor. Çünkü ilk önce toplumun belki geniş kesimleri diyecek ki, biz bunun ceremesini çekmek zorunda mıyız? Bir senaryoda ekonomik krizi Filistin’deki kardeşlerimiz için göze almaya hazır bir millet miyiz? Lafa gelince Türkiye’de herkes Filistin dostu, herkes Filistin tarafı. Bugün Türkiye’de muhalefet bile Filistin sevdalısı olmuş. Hamas’ı terörist diyen muhalefet. Biz bu milletin ümmet duygusunun güçlenmesi için de çalışmak zorundayız. Çünkü Türkiye’nin en büyük kozudur bu ümmet. Çünkü bütün ümmet buraya bakıyor. Bütün bir 2 milyarlık İslam aleminin beklentisi, Türkiye’deyken, Tayyip Erdoğan’dayken, AK Partili kadrolardayken, bu bilinç zayıf olursa bu beklentiler karşılanabilir mi? Türkiye gerçekten Türkiye’den büyük." ifadelerini kullandı.

"Gazze’deki soykırımı önleyecek gücümüz yok"

Hala alınması gereken mesafe olduğunu altını çizen Bilal Erdoğan, "1993-95 yıllarında Bosna’da bir soykırım yaşandı. Yine çatışmanın eşiğinde bir coğrafya ama Türkiye şu anda orada. Türkiye, o çatışmanın olmamasının teminatı. Tayyip Erdoğan liderliği olduğu için, belli kabiliyetleri kazanmış bir ülke olduğumuz için bu mümkün. 1993 yılında o kabiliyetimiz yoktu. O soykırımı biz durduramadık. Ama bugün yeni bir soykırım olmamasının teminatıyız. Balkanlar’da o soykırımı önleyecek gücümüz var ama maalesef Gazze’deki soykırımı önleyecek gücümüz yok. Millet olarak da o iradeyi tam anlamıyla gösterdiğimizi söyleyemiyoruz. Ama bunun için çalışmalıyız. Boykot yapmalıyız, boykotu küçümsememeliyiz. Batı İsrail’in arakasında bulunan bir sponsor. Batının engelleme gücü var. İslam dünyası olarak bizim de engelleme gücümüz var ama biz yapamadık. Bu soykırımı tek başına Amerika’nın bitirme gücü var." dedi.

"İsrail’de bile 2 önemli insan hakları örgütü soykırım tespitinde bulundu"

Boykot yapılması gerektiğini söyleyen Bilal Erdoğan, "Yürüyüş yapacaksan yürüyüşünü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde değil, Amerika mülkiyetinde yapacaksın. Mesela bazı Avrupa ülkeleri geç de olsa, Filistin Devleti’ni tanıma kararı aldıklarını söyledi. Kamuoylarının baskısı sayesinde oldu. O yürüyüşler sayesinde, o gösteriler sayesinde oldu. Amerikan kamuoyu da şimdi kaynıyor. Şu anda İsrail’de bile 2 önemli insan hakları örgütü soykırım tespitinde bulundu. İsrail’in içinden kuruluşların da artık söylediği noktaya geldi. Dolayısıyla, ben boykotun önemli olduğunu düşünüyorum. Amerikan üniversitelerinde eylemler yapılıyor. Amerikan Devleti bu eylemler üzerine gitti. Şu anda Harvard Üniversitesi ile Amerikan Devleti’nin devam eden davaları var. Gönül istiyor ki, Türkiye’de üniversite kampüslerindeki gençler de Harvard’daki öğrencilerle Filistin konusunda dayanışma göstersin" şeklinde konuştu.