Diğer türlü her iki tarafta kendi bağımlılıklarıyla devam ederler" dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Almanya Dışişleri Bakanı Johann David Wadephul ile Ankara’da bir araya geldi. Görüşmenin ardından iki bakan ortak basın toplantısı düzenledi.
Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle Türkiye’nin toplam ticaret hacminin 220 milyar dolarının 50 milyar dolarlık kısmını Almanya ile gerçekleştirildiğini dile getiren Bakan Fidan, ikili ticaret hacmini yakın gelecekte 60 milyar dolara yükselmesini hedeflediklerini aktardı. Türkiye ve Almanya arasındaki ikili ilişkiler söz konusu olduğunda ülkeler arasında en güçlü bağlardan birinin Almanya’daki Türk topluluğu olduğuna dikkati çeken Bakan Fidan, "Türk toplumunun Almanya’daki toplumsal, ekonomik ve kültürel hayata sunduğu katkılar iki ülke içinde gurur vericidir. Sayın Bakan’dan Almanya’daki kardeşlerimize Türkiye’den selamlarımızı götürmesini istirham ediyorum" ifadelerini kullandı.
AB, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı konumunda olduğunu anımsatan Bakan Fidan görüşmede, Gümrük Birliği’nin güncellenmesine yönelik müzakerelere vakit kaybetmeden başlanılması gerektiğini vurguladığını belirterek, "Almanya’nın desteğini beklediğimizde kıymetli mevkidaşımla paylaştım. Bir diğer öncelikli konu ise vize serbestisi diyaloğunun yeniden canlandırılması bu konuda karşılıklı niyet beyanını tekrarladık. Türkiye’nin yapması gereken dört, beş tane konu var. O konuda bizim sistem içindeki ön görüşmelerimiz bitti. Gerekli adımları atacağız. Cumhurbaşkanımız da bu konuda oldukça hassas. Bu alandaki ilerlemenin Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir ivme kazandıracağına inanıyoruz" şeklinde konuştu.
Türkiye ve Almanya’nın iki müttefik olarak Avrupa’nın güvenliğini ilgilendiren konularda da yakın çalışmaya önem verildiğini dile getiren Bakan Fidan, "İmkan ve kabiliyetlerimizin güçlü olduğu savunma sanayi alanında kısıtlamaların değil ortak projelerin gündemde olduğunu görüyoruz. Bu yöndeki ve atılan adımları söyledi. Almanya’nın son dönemde bu yönde attığı olumlu adımları memnuniyetle karşılıyoruz. Ülkemizin SAFE mekanizmasına etkin katılımı ve ortak projeler geliştirmesi de kritik bir öneme haizdir" dedi.
"Türkiye, Gazze’ye nefes Filistin’e umut olmaya devam edecektir"
Türkiye ve Almanya’nın Gazze’deki ateşkesin devamlılığı, insani yardımların kesintisiz girmesini ve savaşın kalıcı olarak durmasını beklediklerini aktaran Bakan Fidan, "Şu anda Gazze’de oluşturulan barış ikliminin, ateşkesin bozulmaması gerektiği, bu konuda atılması gereken adımların gereken uluslararası işbirliğin ortaya konması gerektiği konusunda da hem fikiriz. Türkiye olarak bu konudaki görüşlerimizi değerli meslektaşımla paylaştık. Avrupa’nın ve özellikle Almanya’nın Filistin’le ilgili Gazze’yle ilgili sorunlarda ortaya koyacağı her türlü yapıcı adımın çok büyük değer taşıyacağını ifade ettik. Türkiye, sağlanan mutabakatın uygulanmasına yönelik üzerine düşeni yaptığı gibi bundan sonrasında da fazlasıyla yapmaya hazır. Özellikle bu çerçevede adı geçen görev gücü, barış kurulu veya uluslararası ısrar gücü gibi şu anda tam altı doldurmamış konuların hayata geçtikçe içinde yer alma konusunda Cumhurbaşkanımız tarafından ortaya konan tam bir irade var. Tabii atılan her adımın kalıcı barışa hizmet etmesi gerekmekte" diye konuştu.
"Türkiye, Gazze’ye nefes Filistin’e umut olmaya devam edecektir" diyen Bakan Fidan, "Gazze’nin yeniden imarına yönelik çabaları da aktif destek vermeyi sürdüreceğiz. Gazze’de yükselecek her bina insanlığın ortak vicdanının eseri olacaktır. Henüz yolun çok başındayız. Nihai amacımız iki devletli çözümün hayata geçirilmesi ve tüm acılara rağmen barış ve refahın hakim olacağı bir Orta Doğu kurmaktır" dedi.
Görüşmede Alman mevkidaşı ile Suriye’deki güncel durumun da ele alındığını belirten Bakan Fidan, "Suriye hükümetinin SDG’yle yürüttüğü görüşmeleri yakından takip ediyoruz. Entegrasyonun ülkenin güvenliğine halkın beklentilerine ve ekonomik kalkınmasına somut katkılar getirmesini de bekliyoruz. Bu çerçevede Suriye Hükümetinin ülkenin kuzeydoğusunda ve doğal kaynaklar üzerinde kontrol tesis etmesine imkan sağlanması gerekmekte" ifadelerine yer verdi.
Ukrayna’da devam eden savaşın da görüşmede ele alındığını aktaran Fidan, Gönüllüler Koalisyonu’nun çalışmalarının ele aldığını ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunmasının yanı sıra savaşın Avrupa’ya yayılmasının önemli olduğunu söyledi.
Türkiye ziyaretinin Almanya için önemini vurgulayan Almanya Dışişleri Bakanı Wadephul, "Almanya’da birçok insan dikkat ediyor, çünkü aile bir bağları var, burada kökleri var. Bizim bağlarımızın yoğunluğu bizim ilişkimizi bu kadar özel kalıyor. Yüzden fazla kardeşliği ilişkisi, Türk-Alman Gençlik Köprüsü geçtiğimiz yıl onuncu yıl dönümünü kutladı. Türk-Alman Üniversitesi bu önemi bir ortaya koyuyor. Ekonomik ilişkilerimiz de ortada. Türkiye’de 8 binden fazla Alman şirketi 120 binden fazla insanı istihdam sağlıyor" dedi.
"Dış politika konularında ve aynı zamanda iyi bir dost"
Türkiye ve Almanya’nın çıkarlarının örtüştüğüne işaret eden Wadephul, "Türkiye, bizim için sadece NATO’da bir müttefik aynı zamanda stratejik bir ortak. Bütün dış politika konularında ve aynı zamanda iyi bir dost. Bugün gerçekten Orta Doğu’daki konu bizi meşgul etti. Nihayet rahatladık. Silahlar sustu, rehinler serbest bırakıldı. Buraya gelirken ülkelerimizin etkisini kullandık. Kişisel ilişkilerimizi kullandık ve eş güdüm halinde hareket ettik" ifadelerine yer verdi.
Türkiye’nin Hamas ile görüşerek önemli katkıda bulunduğunu belirten Wadephul, Şarm El-Şeyh’te imzalanan anlaşmayı sağlamlaştırmak için Hamas’ın silahsızlandırılması ve Gazze’de bir yönetimin sağlanmasının gerekli olduğunu ifade etti.
"Türkiye, Avrupa Birliği’ne girmek isterse Almanya her zaman güvenilir bir ortak olacaktır"
Almanya’nın AB-Türkiye ilişkilerinin gelişmesini istediğini dile getiren Waldephul, "Gümrük Birliği’nin güncellenmesini istiyoruz. Vize serbestisini istiyoruz. Pozitif bir gündem oluşturmak istiyoruz. Türkiye, Avrupa Birliği’ne girmek isterse Almanya her zaman güvenilir bir ortak olacaktır" dedi.
Bakan Fidan, kendisine yöneltilen Rusya-Ukrayna arasında gerçekleştirilen arabuluculuk görevine ilişkin soruya, "Trump’ın önce Putin’le Alaska’da görüştüğünü daha sonra gelip Washington DC’de diğer taraf olan Zelenski ve Avrupalı liderlerle görüştüğünü gördük. Önemli olan iki tarafla da bu konuyu götürmek ayrı ayrı görüşürsünüz ya da onları beraber bir yerlere getirerek görüşürsünüz. Burada Putin’le buluşuyor olması bence Ukrayna’nın yokluğunda bir karar alınıyor değil. Amerika’nın şu anda böyle ara bulucu tavrı yok. Her iki tarafla da ayrı ayrı konuşuyor" ifadelerini kullandı.
"Gazze’de devam eden işlenmiş olan insanlığa karşı suçlar, yıkım, ölüm bunların hepsi kameralar önünde oldu"
İsrail tarafından Hamas’ın cenazeleri çıkarmasının bahane edildiği yönündeki soruya ilişkin Bakan Fidan, "Bu bizim için endişe verici. Acaba Hamas’ın özellikle enkaz altında kalan cesetleri çıkarmadaki yetersizliği. Çünkü alet, edevat yok. İsrail bir mazeret olarak kullanıp tekrar ateşkesi bozacak mı? Bu konuda uluslararası toplumun endişesi var. Ama şunun altını çizmek gerekiyor. Gazze’de devam eden işlenmiş olan insanlığa karşı suçlar, yıkım, ölüm bunların hepsi kameralar önünde oldu. Uluslararası toplumu öyle bir dehşete düşürdü ki bunun bir an önce son bulması için uluslararası toplum büyük bir şu anda hassasiyet içerisinde bunun tabii devam etmesi gerekiyor. Özellikle ateşkes anlaşmasının kalıcı bir anlaşmaya dönüşmesi, Gazze’deki imarın yeniden başlaması fevkalade önemli ve daha da önemlisi kalıcı barışın getirmesi için iki devletli çözümün hayata geçmesi gerekiyor. Bu konuda birtakım toplantılar şimdiden yapılmaya başlandı. Gazze için atılması gereken adımlar var" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa Birliği üyeliği konusunda Türkiye’nin stratejik hedefinin arzusunun devam ettiğini ve Dışişleri Bakanlığı’nın ve Bakanının bu konuda elinden geleni yapması gerektiği talimatını verdiğini hatırlatan Fidan, şu ifadeleri kullandı:
"Bu bizim halktan aldığımız meşruiyetle ortaya koyduğumuz resmi politika ve bu konuda da ciddiyiz, samimiyiz, atılması gereken adımlar var. Tabii bu tek taraflı bir eylem değil. Avrupa Birliği’nin de bu konuda az önce meslektaşım da söyledi, her iki tarafa da düşen yükümlülükler var. 2007’ye kadar bir zamanın ruhu vardı. Ondan sonra değişen bir Türkiye-Avrupa Birliği ilişkiler manzumesi var. Ama bugün yakın geçmişimizden ders çıkararak artık Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerinde zamanın ruhuna uygun yeni bir stratejik çerçeveyle yeni bir bakış açısıyla bir bütünleşme sağlanması gerekiyor. Bu konuda ifade ettiğim gibi Cumhurbaşkanımızın iradesi tam hükümet olarak da biz bu konuda elimizden geleni yapma konusunda kararlıyız. Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden beklentisi, Avrupa Birliği’nin özellikle siyasi irade olarak Türkiye’nin üyeliği konusundaki ki az önce sayın meslektaşım ifade ettiler."
"Türkiye gibi bir güç Avrupa gibi bir güçle birleştiği zaman bizim birliğimizden bir süper gücün ortaya çıkması mümkün"
Coğrafyanın önemini vurgulayan Bakan Fidan, "Türkiye’nin şu anda Avrupa’da işgal ettiği coğrafyayla Avrupa Birliği ülkeleriyle aynı havayı teneffüs etmekle aynı bölgede bulunmakta. Bizim başka coğrafyalara bakan unsurlarımız da var. Ama Avrupa’da beraber oluşturacağımız bir ittifak beraber oluşturacağımız bir çekim merkezi bizi dünyanın geri kalanına daha az bağımlı hale getirir. Aksi takdirde Türkiye gibi bir güç, Avrupa gibi bir güçle birleştiği zaman bizim birliğimizden bir süper gücün ortaya çıkması mümkün. Diğer türlü her iki tarafta kendi bağımlılıklarıyla devam ederler" açıklamasında bulundu.