Bakan Ersoy: "Türk milletinin iradesini yok sayanların kaybetmeye mahkum olduklarını o gece yeniden gösterdik"

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla yaptığı konuşmada "Türk milletinin iradesini yok sayanların, tarih boyunca olduğu gibi daima kaybetmeye mahkum olduklarını o gece yine ve yeniden gösterdik" dedi

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla yaptığı konuşmada "Türk milletinin iradesini yok sayanların, tarih boyunca olduğu gibi daima kaybetmeye mahkum olduklarını o gece yine ve yeniden gösterdik" dedi.

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla Ankara’da anma programı düzenlendi. 15 Temmuz Demokrasi Müzesi’nde gerçekleştirilen programda, 9 sene önce hain darbe girişimi sırasında Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından şehit olan vatandaşlar rahmetle anıldı. Programa Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, şehit ve gazi yakınları katıldı.

"Dalaleti hayat diye yaşayanlar Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetimine el koymaya yeltendiler"

15 Temmuz 2016 günü Türkiye Cumhuriyeti Devleti iradesine el koyarak demokrasiye darbe vurmaya çalışan cuntacılara millet olarak geçit vermediklerini vurgulayan Bakan Ersoy, "15 Temmuz 2016 akşamı, korkusundan okyanus ardındaki bir çatının altına sinmiş hainin emriyle gerçekleşen bir kalkışmayı, milli iradeyi çiğnemeye yeltenen bir darbe girişimini yaşadık. İman ettikleri yalanlardan kulakları sağırlaşmış, dalaleti hayat diye yaşayan kuklalar Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetimine el koymaya yeltendiler. Nasıl bir gaflet ve akıl tutulmasıdır ki bunu yapabileceklerine, başaracaklarına gerçekten inanmışlardı. Tanka, uçağa, topa, tüfeğe güvenip Türk milletinin yüreğine korku salabileceklerini düşünmüşlerdi. Ancak gördüler ki millet akın akın meydanlara gitmeye; her dilde tekbir, her dilde dua ve minarelerden yükselen sela, arşta yankılanmaya başladı. Bu aziz millet ‘Fıtrat değişir sanma, bu kan yine o kandır’ diyen şairin sözünü bir kez daha kanıtlarcasına bedenini kurşuna, rokete, tanka siper etti. Elbette hainlerin hesapları böyle değildi. Bu aziz milletin arasına ayrılık eker, birbirlerine düşürerek yeneriz rüyası görüyorlardı. Aynı kıbleye dönüp omuz omuza saf tutanların arasından şerrin geçemeyeceğini bu münafıklar doğal olarak hesap edemediler. Gaflet uykusu gerçekten çok ağır oluyor" diye konuştu.

"O gece istikbalimize kurşun sıkıldı"

Darbe girişimi gecesi cuntacıların demokrasiye, iradeye karşı acımasızca saldırdıklarını ifade eden Ersoy, "O gece istiklalimize, istikbalimize ve cümle mukaddesatımıza sayısız kurşun sıkıldı; roketler, bombalar atıldı ama hepsi o iman dolu sinelerde, vatan ve millet sevgisinin taştığı gönüllerde yitip gitti. Gölgelerde saklananların, karanlıktan medet umanların üzerine canını ve kanını feda ederek şafak söktüren bu millet tarihinin en büyük, en uzun süreli ve en derin ihanetini Allah’ın izni ve yardımıyla bir gecede tarihe gömdü" ifadelerini kullandı.

"Adnan Menderes’e atılan yalanlar Cumhurbaşkanımıza da atılmak istendi"

Ersoy, 27 Mayıs 1961 yılında Adnan Menderes’ yönelik iftira ve yalanların aynısının 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da yapılmak istendiğini ama darbecilerin başarılı olamadıklarını belirterek şunları söyledi:

"Bu hainler merhum Adnan Menderes’e atılan yalanlar gibi canına kastettikleri Sayın Cumhurbaşkanımıza atacakları nice yalan ve iftirayı da hazırlamıştı. Ancak milletin seçtiği lider yine milletiyle birlikte meydanda yerini aldığında, ihanetin üstüne yürüyüp cümle haine meydan okuduğunda yalanlar hainlerin diline dolandı, ihanet hevesleri boğazlarında kaldı. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında, milletiyle beraber yürüyenlerin aşamayacağı engel, milletine güvenenlerin üstesinden gelemeyeceği zorluk olmadığını 15 Temmuz gecesi bir kez daha gördük. Tarih şahittir ki imanla ihaneti, kardeşlikle kalleşliği, bağımsızlık aşkıyla boyunduruk zincirlerini galebe çaldık. Türk milletinin iradesini yok sayanların, tarih boyunca olduğu gibi daima kaybetmeye mahkum olduklarını o gece yine ve yeniden gösterdik. Bu zafer, bu şanlı direniş, bu kutlu kıyam bizimdir. Ancak kimse sanmasın ki her şey geride kaldı, üzerinden 9 yıl geçti, hesap görüldü ve kapandı. ‘Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz’ diye ecdat boşuna dememiş. Unutmayız, unutturmayız ve ardını asla bırakmayız. Bu altında buluştuğumuz çatı, adını 15 Temmuz’dan alıyorsa; sergilerden dinletilere, konferanslardan temsillere her yıl bunca etkinlik yapılıyorsa bunların hepsi hafızamızı daima diri tutmak, irademizi keskin kılmak içindir. Ne yaparsak yapalım ve hangi aracı kullanırsak kullanalım şehidi ve şehadeti, gazayı ve gaziliği hakkıyla anlatabilmekten aciziz ama herkes emin olsun ki verilen canları, dökülen kanları, meydanda birer istiklal ve istikbal tohumu gibi bırakılan gazilerin kutlu uzuvlarını bize unutturmaya kimsenin gücü yetmez. Türk adaletine hesap vermedikleri müddetçe sebep olanlar da asla huzur bulamaz."