Öğrencilerin girişimciliklerini ortaya koymasına fırsat sağlayacak kampüs, yükseköğretim de yepyeni bir ekosistemin başlangıcı olurken üniversite deneyimini çağın şartlarına ve geleceğe uygun olarak yeniden tasarlayacak.
Yaklaşık iki milyon yükseköğretim öğrencisinin eğitim gördüğü, dünyada en çok üniversiteye sahip şehirlerin başında gelen İstanbul, Bahçeşehir Üniversitesi’nin yeni yatırımı, kentin bilim ve kültür merkezi olacak BAU Campus’e de kısa bir süre sonra ev sahipliği yapacak.
Ekim ayında Beşiktaş’ta boğazın kıyısında hizmete açılacak
Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti ve BAU Global Başkanı Enver Yücel’in önderliğinde; konusunda uzman akademisyenler, teknoloji liderleri, mimarlar ve mühendislerin uzun süren araştırmaları ve çalışmaları sonucunda tasarlanan ‘INNOVERSITY’ modeli, Ekim ayında Beşiktaş’ta boğazın kıyısında hizmete açılacak BAU Campus’e uyarlandı. Binada faaliyete geçirilecek olan yeni modelde, üniversite, sadece bir bilgi üretim merkezi değil, teknoloji, inovasyon ve girişimcilikle iç içe bir ekosistem olarak yeniden tanımlandı.
Akademi ve inovasyon buluşacak
Üniversite deneyiminin yeniden tasarlandığı modele sahip BAU Campus, bünyesinde barındırdığı, akademi ile sektör entegrasyonu, yapay zekâ entegreli eğitim, multidisipliner laboratuvarlar, kültür ve sanatla iç içe mekânlar, dünyada alanlarında uzman otoriteleri ağırlayacak kongre merkezleri, interaktif öğrenme altyapısı, kariyer destekli uzmanlaşma ve uluslararası iş birlikleriyle öğrencilerine ve İstanbul’a hizmet etmede imkan sağlayacak. Bu yapı sayesinde öğrenciler, sadece bilgi değil, geleceğe yön verecek becerilerle de donatılmış olacak.
Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tunç Bozbura, "Öğrencilerimizin gelecekte daha etkin, sürdürülebilir bir kariyer sahibi olmaları için daha etkin yetkinliklerle donatmak için birçok yenilik yapıyoruz. Bunlardan bir tanesi de yeni binamız. Tabi yeni bina dediğimiz zaman sadece betondan, çelikten ve camdan oluşan bir mekân değil. Burası öğrencilerimizin ve hocalarımızın akademik çalışmaları için bir yuva olacak. Öğrencilerimizin gelecekte etkin bir şekilde sürdürülebilir bir kariyere sahip olmaları için çok farklı bir tasarım modelinde bulunduk. Bu model, içerisinde, teknolojiyi, kültürü, sanatı, akademiyi ve endüstriyi bir araya koyan bir sistem. BAU Campus adı altında hayata geçecek ve öğrencilerimizi gelecekteki toplum 5.0’a hazırlanmaları için donatacak. Toplum 5.0’da biliyorsunuz insanla makine birlikte yaşayarak, birlikte etkileşerek yaşayacak ve bugünkü çalışma, çevre şartları ve imkanlarla çok daha farklı bir dünya yaşanacak. İşte öğrencinin üniversite eğitimi sırasında bunu yaşayarak öğrenebilmesi, yaşayarak deneyimleyebilmesi için biz de bu sistemi sunacağız" dedi.
"Öğrencilerimizin yenilik yapmasını istiyoruz"
Bozbura şöyle konuştu:
"Yeni binamızla birlikte biz öğrencinin yenilikçiliği yaşamasını, deneyimlemesini, içinde hissetmesini sağlayacağız. İnovasyon, yani yenilik yapmasını istiyoruz. Niye bu kadar uğraşıyoruz? Çünkü gelecekte öğrencilerin, algoritmaları tanımlanmış olan şeylerin hepsinin makineler, akıllı sistemler, yapay zekâ tarafından yapılacağı bir dünyada hayatta kalabilmeleri, sürdürülebilir bir kariyere sahip olmaları için yenilikçiliklerini kullanmaları gerekiyor. Eğer o yenilikçiliklerini kullanamazlarsa, hangi disiplinde olursa olsun inanılmaz derecede zorluğa düşecekler. Bu bakımdan, gelecekte çocuklarımızın, gençlerimizin başarılı olması, hayatta kalması için biz yapay zeka ile bilimi entegre eden böyle bir sistemi kurmaya karar verdik. Bu model inşallah dünyaya iyi bir örnek olacak"
"Sektörlerle öğrenciler bir arada olacak"
Girişimcilik alanında Türkiye’deki ilk 10 üniversite olduklarının altını çizen Bozbura, "Tüm sektörlerle öğrencilerimizi buluşturacağız. Endüstrinin tüm imkanlarını , tüm sektörlerdeki firmaları, buradaki tüm bilgiyi üniversitenin içerisine akıtacağız. Bu anlamda o koridorlarda yürürken bir öğrenci herhangi bir iş adamıyla, herhangi bir şirketin üst düzey yöneticisiyle görüşebilecek, konuşabilecek, etkinliklerine katılabilecek. Geçmişten gelen CO- OP sistemimizle birlikte binlerce firmayla olan anlaşmalarımız ve sözleşmelerimizle birlikte o şirketlerde bu yeni simgeden, bu binadan ve bu felsefeden yararlanmış olacak. Bu anlamda Türkiye’yi hem ekonomik, hem kültürel, hem de bilimsel olarak çok farklı, daha üst noktalara götürebilecek bir sistem oluşturmuş olacağız" diye konuştu.
Birçok sanatsal faaliyete de yer vereceklerini söyleyen Bozbura, BAU Campus’un, bin 100 kişilik konferans salonu, kongre merkezleri, kütüphaneler, son teknoloji laboratuvarları, müzeler ve marinasıyla tüm İstanbulluların hizmetine açık olacağını belirtti.
"Sultaniden üniversiteye"
Bozbura, BAU Campus kompleksi içerisinde yer alan Osman Paşa Yalısı’nın da tarihi bir hikâyesi olduğunu, tarihi dokunun korunarak yeniden hayata geçirildiğini belirterek şöyle konuştu:
"Osman Paşa bildiğimiz gibi bir Osmanlı Türk kahramanı olarak toplumda yer edinmiş bir kişi ve 1900’lü yıllarda vefat etmiş bir kişi. Vefat etmeden önce ailesi ve kendisinin mülkünde olan Osman Paşa Yalısı, daha sonra kişi vefat ettikten sonra Cumhuriyet öncesi dönemde lise olarak yani sultani olarak kullanılmış. Cumhuriyet sonrasında da Osman Paşa Mektebi Ortaokulu olarak hizmet vermiş. Ve daha sonra 1928 yılında toprak sahiplerinin talebiyle birlikte okul vasfını yitirmiş daha sonra depo olarak kullanılmış ve 1940’lı yıllarda da harap olup yok olup gitmiş. Biz bu inşaatı yaparken bu hikâyeyi bilmiyorduk ve biz bu inşaatta Osman Paşa Mektebinin kalıntılarıyla karşılaştığımızda çok sevindik. Çünkü Osmanlı döneminde, Cumhuriyet öncesi ve sonrasında bir eğitim yuvasını, 2025 yılında yeniden eğitim dünyasına kazandırmış olduk ve yalıyı o dönemki özelliklerine, mimari tasarımına uygun şekilde yeniden yaptık. İşte bu kampüsün içerisinde Osman Paşa Yalısı da var. Osman Paşa’nın aziz hatırasını devam ettirmek, orada eğitim gören 300’ün üzerinde öğrencinin hatıralarını yeniden yaşatacak olmak bizi çok mutlu ediyor."
Yeni kampüsün teknik özellikleri
Projes, toplam 32 bin metrekare kapalı alana sahip olup 3 normal kat ve 6 bodrum kattan oluşmakta. Yapıda, öğrenci ve personel dolaşımı için 4 asansör, 4 merdiven ve yürüyen merdiven sistemi var. Ayrıca 155 araç kapasiteli kapalı otoparkı olacak. Binada 889 metrekare büyüklüğünde modern bir kütüphane, çeşitli kapasitelere sahip (40-100 kişilik) yüksek teknolojili derslikler, mühendislik, ileri bilim ve tıp mühendisliğine yönelik ileri düzey laboratuvarlar, 490 kişilik konferans salonu ve çok amaçlı etkinlik alanları yer alacak. Tarihî kalıntıların sergilendiği BAU Arkeoloji Müzesi, yapı ile kültürel bir bütünlük sağlarken, geniş fuayeler, açık amfiler ve lounge alanları mekânsal sürekliliği artırmakta. Cephedeki açık tonlu malzeme kullanımı ve büyük pencere açıklıkları ise gün ışığını içeri alarak kullanıcı konforunu sağlamakta.
BAU Campus içinde Mühendislik Bilimleri için elektrik, kontrol ve otomasyon, inşaat mühendisliği, anten ve haberleşme, güç elektroniği, robotik, kimya, genetik, akıllı enerji yönetimi sistemleri laboratuvarları yer alacak. İleri Bilim ve Tıp Mühendisliği kapsamında ise fizik, nano optik, hücre, hareket analizi ve biyomedikal mühendisliği laboratuvarları da bulunacak.