Onur Yılmaz, intiharın her yıl yüz binlerce can aldığını belirterek erken tanı ve psikiyatrik destekle önlenebileceğini vurguladı. Her yıl 720 bin kişinin intihar nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Yılmaz, toplumda farkındalık çalışmalarının hayat kurtarıcı olduğunun altını çizdi.
Medipol Sağlık Grubu’nda Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Onur Yılmaz, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2003’ten itibaren ilan edilen "İntihar Önleme Günü" dolayısıyla önemli açıklamalarda bulundu. Dünyada her yıl yaklaşık 720 bin insanın intihar nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirten Yılmaz, intiharın tüm ölümler arasında 10’uncu sırada yer aldığını, özellikle 15-29 yaş arasındaki gençlerde ise trafik kazalarından sonra ikinci ölüm nedeni olduğunu vurguladı.
Tamamlanmış intiharların yüzde 90’ında psikiyatrik bir hastalık bulunuyor
Tedavi edilmeyen ruhsal sorunların intihar riskini artırdığını dile getiren Yılmaz, "Her yıl yaklaşık 720 bin insan intihar nedeniyle hayatına son vermektedir. Tüm toplumda, ölümler arasında en sık görülen 10’uncu ölüm nedenidir. Bu kadar yaygın görülmesi ve aslında önlenebilir bir ölüm nedeni olması sebebiyle oldukça önemli bir gündür. Farkındalığı artırmak için ülkeler, organizasyonlar ve sağlık kurumları yoğun çaba sarf etmektedir. Tamamlanmış intiharların yüzde 90’ında psikiyatrik bir hastalık bulunduğu, özellikle tedavi edilmeyen psikiyatrik durumların intihar riskini artırdığı bilinmektedir. Öte yandan ailevi problemler, ekonomik zorluklar, iş kaybı, sosyal destek azlığı gibi yaşamsal krizler de intihara yol açabilmektedir" diye konuştu.
"Dile getirilen tüm intihar fikirleri ciddiye alınmalı"
Kişinin sıkışmış hissettiği ve yoğun acıdan kurtulmanın tek yolu olarak gördüğü bir durum olduğunu belirten Yılmaz, "İntihara cesaret ya da zayıflık gibi anlamlar yüklemek, bu kişileri etiketleyerek onlara yardım etme şansını kaybetmemize neden olur. Kişiler bazen bu durumu doğrudan dile getirebilir ya da dolaylı yollardan ima edebilirler. Araştırmalarda, intihar edenlerin yaklaşık yüzde 80’inin daha önce doktorlarına veya yakınlarına intihar düşüncelerinden bahsettiği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle dile getirilen tüm intihar fikirlerini ciddiye almak önemlidir. Ruh hali bozuklukları, duygu değişimleri ve uyku/iştah düzensizlikleri de riskin göstergeleridir. Bu işaretlere karşı duyarlı olmak ve yardım etmek önemlidir" şeklinde konuştu.
"İntihar, bir sıkışmışlık göstergesidir"
İntihara cesaret ya da zayıflık anlamı yüklemenin kişilere yardım etme şansını kaybettirdiğini söyleyen Yılmaz, "Bazen kişi, artık diğerlerine yük olduğunu, ölümün bir seçenek olabileceğini ifade edebilir veya miras bırakmak, borçlarını ödemek, geride kalanlara veda mesajı yazmak gibi davranışlar sergileyebilir. Bunlar da intihar hazırlığı işareti olabilir. Ruhsal olarak uzun zamandır moralsiz ve keyifsiz görünen, giderek içe kapanan, çevresiyle bağlarını koparan, hızlı duygu değişimleri yaşayan, öfke ve çökkünlük atakları sıklaşan, uyku ve iştah düzensizlikleri artan bir kişinin intihar riski taşıdığını göz önünde bulundurmalıyız. İntihar ne bir cesaret göstergesidir ne de bir zayıflık. İntihar, bir sıkışmışlık göstergesidir. Kişi, yoğun acıdan, ıstıraptan ve olumsuz duygulardan kurtulmanın tek yolu olarak intiharı görebilir. Eğer intihara cesaret ya da zayıflık anlamı yüklersek bu kişileri etiketlemiş ve yardım etme şansımızı kaybetmiş oluruz" dedi.
Destek almaktan çekinmeyin
Yılmaz’a göre intihar, kişinin kendini çaresiz, yetersiz ve çözümsüz hissettiği zorlu bir süreçtir. Bu durumda olan kişileri yargılamadan, destek olmak ve bir ruh sağlığı uzmanına yönlendirmek hayati önem taşıyor. Yardım almanın bir zayıflık belirtisi olmadığını belirten Yılmaz, "İntiharın önlenebilir bir durumdur ve zorlukların aşılabileceğini anlamak önemlidir. Eğer çevrenizde risk altında olduğunu düşündüğünüz biri varsa, empatiyle yaklaşın ve profesyonel yardım alması için destek olun" ifadelerini kullandı.